home *** CD-ROM | disk | FTP | other *** search
Text File | 2005-10-01 | 121.9 KB | 5,985 lines |
-
- # This lite version contains translations only for 10000 most common English words.
- # You can download full version of this dictionary for free from http://www.dicts.info
- #
- # (c) Copyright 2005 by All free dictionaries project
- # ALL FREE DICTIONARIES PROJECT DISCLAIMS ALL
- # WARRANTIES WITH REGARD TO THESE TRANSLATIONS, INCLUDING ALL
- # IMPLIED WARRANTIES OF MERCHANTABILITY AND FITNESS. IN NO
- # EVENT SHALL ALL FREE DICTIONARIES PROJECT OR ANY OF ITS CONTRIBUTORS
- # BE LIABLE FOR ANY SPECIAL, INDIRECT OR CONSEQUENTIAL DAMAGES
- # OR ANY DAMAGES WHATSOEVER RESULTING FROM LOSS OF USE, DATA OR
- # PROFITS, WHETHER IN AN ACTION OF CONTRACT, NEGLIGENCE
- # OR OTHER ACTION, ARISING OUT OF OR IN CONNECTION
- # WITH THE USE OR PERFORMANCE OF THESE TRANSLATIONS.
- #
- # In other words there may be incorrect translations.
- # If you need to be sure never use these translations!
- #
- # You may not distribute this file or use this file in other programs!
- # This file will be updated in the next version of the Simple dictionary applications.
-
- abase alçaltmak
- abbey manast─▒r
- abbreviate k─▒saltmak
- abdomen kar─▒n
- abhorrent açık saçık; müstehcen; iğrenç; tiksindirici
- ability yetenek
- abject sefil
- able becerikli; muktedir
- abnormal anormal
- abode konut
- abode ikametgâh
- abominable iğrenç
- abominable iğrenç; korkunç
- aboriginal yerli
- about az daha
- about aşağı yukarı; etrafına; etrafında
- abscess apse
- absent yok
- absolute mutlak; tam
- absorb emmek
- abstinence perhiz
- abstract soyut
- abstraction genelleştirme
- absurd anlamsız; gülünç
- abundance bolluk; çokluk
- abundant bol
- academy akademi
- accelerate h─▒zland─▒rmak
- accent Lehçe; lehçe
- accent vurgu
- accept almak; kabul etmek
- accept kabul etmek; almak
- acceptance kabul
- access giriş
- accident kaza
- acclaim alkış
- acclamation alkış
- accommodate yerleştirmek
- accomplice suç ortağı
- accomplishment başarı
- accomplishment h├╝ner
- accord antlaşma; pakt; sözleşme
- accord uygunluk
- account rapor
- account açıklama
- account hesap; fatura
- account hesap
- accountable sorumlu
- accountant muhasebeci
- accumulate y─▒─ƒmak; biriktirmek; toplamak
- accumulation b├╝y├╝me
- accumulation koleksiyon; toplama
- accumulator ak├╝
- accuracy do─ƒruluk
- accurate do─ƒru; tam; kesin
- ace usta
- ace as
- ache ac─▒; ac─▒mak; a─ƒr─▒; a─ƒr─▒mak; s─▒zlamak
- ache ac─▒; a─ƒr─▒
- acid ekşi
- acid asit
- acknowledge onaylamak
- acme doruk; zirve
- acquaint tanıştırmak
- acquaintance bilgi; aşinalık; tanışıklık
- acquaintance bilgi
- acquiescence onay; r─▒za
- acquirement h├╝ner
- acquisition h├╝ner
- act iş
- action faaliyet
- action fiil; hareket; iş; etki; tesir
- active aktif; etkin; faal
- activity faaliyet
- actor akt├╢r
- actress aktris
- actual asıl; gerçek; gerçekten
- actually şimdi
- acute keskin; sivri
- acute keskin; sert; sivri
- adder karay─▒lan; engerek; sa─ƒ─▒r y─▒lan
- addition ilave
- additional başka; diğer
- address adres
- address nutuk; söylev; hitabe; konuşma
- adept becerikli
- adept usta
- adequate terbiyeli
- adhesive zamk
- adjective s─▒fat
- administration y├╢netim
- admirable takdire de─ƒer
- admiration hayret; şaşkınlık
- admire hayran olmak
- adolescent genç; gençliğe özgü
- adoption kabul
- adorn s├╝slemek
- adroit becerikli
- adult yetişkin
- adultery zina
- advance ilerletmek
- advance ilerleme
- advancement ilerleme
- advantage yarar; avantaj
- advantage avantaj; yarar
- advantageous avantajlı; kârlı; yararlı
- adventure macera; ser├╝ven
- adversary has─▒m
- adverse ters
- advice nasihat; öğüt
- adviser danışman; müşavir
- advocate savunmak
- advocate avukat
- affable sevimli
- affair olay
- affair olay; iş; konu; mesele
- affluence servet
- after arkas─▒ndan; sonra
- again tekrar
- against aleyhinde
- age yaş; devir; çağ
- age yaş
- age yaşlanmak
- agency b├╝ro; yaz─▒hane
- agenda g├╝ndem
- agenda program
- agent komisyoncu; simsar
- agent acente; ajan
- aggravate kötüleştirmek
- aggravation kışkırtma
- aggregation koleksiyon; toplama
- aggression sald─▒r─▒
- aggression h├╝cum; sald─▒r─▒
- agile çevik; atik
- agitation huzursuzluk
- agitation heyecan
- ago ├╢nce
- agrarian tar─▒msal
- agreement anlaşma
- agriculture tar─▒m
- aid yard─▒m
- aid endişe; dikkat
- aid yard─▒m etmek
- aim meram; niyet
- aim amaç; niyet; hedef
- air ezgi; melodi
- air esinti; meltem
- air hava
- airport havaliman─▒; havaalan─▒
- alacrity şevk
- alarm alarm
- alcohol alkol
- alert uyan─▒k
- alert alarm
- alien yabanc─▒
- alignment koalisyon
- alike benzer
- alive uyan─▒k
- all b├╝t├╝n
- all b├╝t├╝n; b├╝sb├╝t├╝n
- alliance birleşme; ittifak
- alliance koalisyon
- allocate tahsis etmek
- allow izin vermek
- alloy alaşım
- allusion ima
- ally m├╝ttefik
- almanac almanak; takvim; y─▒ll─▒k
- almond badem
- almost az daha; hemen hemen
- alms sadaka
- alone yaln─▒z
- alone yaln─▒z; ─▒ss─▒z
- alphabet alfabe
- already şimdiden
- also da; de; keza; bundan başka; dahi
- alter değiştirmek; değişmek
- alteration değişim; değişme; değişiklik
- although gerçi
- altitude irtifa; y├╝kseklik
- altogether b├╝t├╝n; b├╝sb├╝t├╝n
- always daima; her zaman
- amass y─▒─ƒmak
- amateur amat├╢r
- amaze şaşırtmak
- ambassador büyükelçi
- amber kehribar; kehlibar; Oltu taşı; samankapan
- ambiguous belirsiz; iki anlaml─▒
- ambition h─▒rs; ihtiras; tutku
- ambitious muhteris; tutkulu
- ambush pusu
- ameliorate d├╝zeltmek
- amend d├╝zeltmek
- amiable sevimli
- amicable dostane
- ammunition cephane
- amnesty af; genel af
- among arasında; içinde
- amount miktar
- amount tutar; toplam
- ample bol; çok
- amulet muska; nazarl─▒k
- amusement e─ƒlence
- amusing gülünç
- analogous benzer
- analogy benzerlik
- analysis analiz; tahlil
- analysis psikanaliz
- anarchy anarşi
- anatomy anatomi
- ancestor ata; cet
- ancestry nesil; soy
- anchor çapa
- ancient eski
- and ve
- anecdote anekdot; fıkra; hikâye
- angel melek
- anger hiddet; ├╢fke
- anger ├╢fke
- angle açı
- anguish ac─▒
- angular köşeli
- animal hayvan; yarat─▒k
- animation canl─▒l─▒k
- ankle ayak bile─ƒi
- annotation not; nota
- announce bildiri; bildirmek
- announcement bildiri
- annual y─▒ll─▒k
- anomaly anomali
- anonymous anonim
- another başka; diğer
- another başka; diğer; başka türlü
- answer cevap; karşılık
- answer eriyik; çözüm
- answer cevap vermek
- antagonist has─▒m
- antecedent ata; cet
- antelope antilop animal
- antenna anten
- anticipate beklemek
- antidote panzehir
- antipathy antipati; i─ƒrenme
- antique modası geçmiş
- antique antika
- antithesis antitez
- anxiety korku
- anxious sinirli
- apathetic ilgisiz; kay─▒ts─▒z
- ape maymun animal
- aperture delik; gedik
- apology ├╢z├╝r
- apostrophe apostrof
- apparatus ayg─▒t
- apparent açık; belli; basit; sade
- apparition olay
- apparition olay; görünüş
- appeal cazibe; çekicilik
- appellation ad; isim
- appendage organ; uzuv
- appetite arzu; istek; iştah
- applaud alkışlamak
- applause alkış
- apple elma
- appliance alet
- applicant aday; istekli
- application uygulama
- apply tatbik etmek; uygulamak
- appointment randevu
- apposite ilgili; uygun
- appraisal tahmin
- apprehend tutuklamak
- apprehension anlayış
- apprehension korku; endişe
- apprehension tutuklama
- apprentice çırak
- appropriate uygun; yerinde
- appropriate uygun; ilgili
- approval tavsiye
- approximately aşağı yukarı; etrafına; etrafında
- apricot kay─▒s─▒
- apt ilgili; uygun
- aptitude yetenek
- arbitrary keyfi
- arc yay
- archaic modası geçmiş
- architect mimar
- architecture mimarl─▒k
- ardent ateşli; kızgın; sıcak
- arduous zahmetli
- area alan
- area alan; k├╝re
- arena stadyum
- arena arena
- arena alan; k├╝re
- argument kavga; m├╝cadele
- argument tartışma
- arid kuru
- arithmetic aritmetik
- arm dal; kol
- armament silahlanma
- armchair koltuk
- aroma g├╝zel koku
- aroma koku
- around aşağı yukarı; etrafına; etrafında
- arouse uyand─▒rmak
- arrangement anlaşma
- arrangement d├╝zenleme
- arrest tutuklama
- arrive ulaşmak; varmak
- arrogance gurur; kibir
- arrow ok
- art h├╝ner; sanat
- article f─▒kra; madde; makale; yaz─▒
- article fıkra; madde; makale; yazı; şart
- artifice hile; d├╝zen
- artificial suni
- artist sanatçı
- artistic sanatkârane
- artless candan
- as gibi
- ascent çıkış
- ask istemek
- aspect görünüş
- aspect görüş; manzara
- aspect bakış
- asphalt asfalt
- aspiration h─▒rs; ihtiras; tutku
- assassin katil
- assault sald─▒rmak
- assault sald─▒r─▒
- assay denemek
- assemblage koleksiyon; toplama
- assemble bir araya getirmek
- assent onay; r─▒za
- assessment tahmin
- assets servet
- assimilate uydurmak
- assist yard─▒m etmek
- assist yard─▒m
- assistance yard─▒m
- associate yoldaş
- association birlik
- assort s─▒n─▒fland─▒rmak
- assumption k├╝stahl─▒k
- assumption varsay─▒m
- assurance teminat
- assure sağlamak; temin etmek; garanti etmek; sağlamlaştırmak
- astrology astroloji
- asylum bar─▒nak; s─▒─ƒ─▒nak
- athlete sporcu
- atmosphere atmosfer
- atom atom
- atrocious korkunç; dehşetli
- atrocious iğrenç; korkunç
- attack h├╝cum; n├╢bet; sald─▒r─▒
- attack sald─▒rmak
- attain ulaşmak; yetişmek
- attain ulaşmak; yetişmek; erişmek; uzanmak; uzatmak
- attainment h├╝ner
- attempt deneme; gayret; çaba
- attempt denemek
- attention dikkat
- attention endişe; dikkat
- attentive dikkatli
- attestation tasdik
- attitude davranış
- attorney avukat
- attract çekmek
- attraction cazibe
- attribute nitelik
- audacious c├╝retli; at─▒lgan
- audacious utanmaz; k├╝stah
- audience dinleyiciler
- audition işitme
- auditorium toplant─▒ salonu
- augment b├╝y├╝tmek
- augmentation artma
- aunt hala; teyze
- author yazar
- authorities h├╝k├╝met
- authority b├╝ro; yaz─▒hane
- authority otorite; yetki
- automatic otomatik
- automobile otomobil; araba
- autonomous ├╢zerk
- autonomy ├╢zerklik
- autumn g├╝z; sonbahar
- auxiliary yard─▒mc─▒
- avarice h─▒rs
- avarice açgözlülük; hırs
- average ortalama olarak
- average ortalama
- aversion i─ƒrenme; antipati
- avoid kaçınmak; sakınmak
- await beklemek
- awake uyan─▒k
- awful korkunç; iğrenç
- awful korkunç
- awkward sakar
- axis eksen
- axle dingil
- baby bebek
- back yard─▒m etmek
- back arka
- back belkemi─ƒi; omurga
- back geri; yine
- back arka; s─▒rt
- back arkal─▒k
- backbone belkemi─ƒi; omurga
- background arka plan
- backing yard─▒m
- backside dip
- backside arka taraf
- bacon domuz past─▒rmas─▒
- badge nişan; rozet
- badger porsuk animal
- bag kese
- bag el çantası
- baggage yolcu eşyası; bagaj
- baker f─▒r─▒nc─▒
- balance denge
- balance bakışım; simetri
- bald dazlak; kel
- bald y├╝zs├╝z
- bale balya; denk
- ball top
- ball top; k├╝re
- balloon balon
- ballot oy
- balm merhem
- bamboo bambu; hintkamışı
- ban yasaklamak
- ban yasak
- banana muz
- band tak─▒m
- band halka; ring; yüzük; çember
- band bant; şerit; takım; yol; çizgi
- band bando
- bandage sarg─▒
- bandit haydut
- bang darbe
- bank k─▒y─▒
- bank banka
- banker banker
- banner bayrak
- banquet ziyafet
- baptism vaftiz
- barbarian barbar
- bare açık; çıplak
- barely ancak; sadece
- bark kabuk
- bark havlamak
- barrel varil
- barren k─▒s─▒r
- barricade barikat
- barrier engel
- base kaide
- base taban; temel
- basement bodrum; kiler; mahzen
- bash darbe
- basket sepet
- bastard piç
- bat yarasa; şeppere
- bath banyo; hamam; kapl─▒ca
- bathroom tuvalet
- battery ak├╝; batarya
- battle m├╝cadele
- battle muharebe
- bay koy
- bazaar pazar; çarşı
- be olmak
- be yaşamak
- be mevcut olmak; var olmak
- beach kumsal; plaj; sahil
- beacon fener kulesi
- beak gaga
- beam direk; kiriş
- beam ışın
- beam parlamak
- bean fasulye plant
- bean fasulye
- bear ay─▒
- bear dayanmak; taşımak
- bear taşımak
- beard sakal
- bearer sahip
- bearing tavır; çehre
- beast hayvan; yarat─▒k
- beat ritim
- beat darbe
- beat darbe; nab─▒z
- beating dayak
- beautiful g├╝zel
- beauty g├╝zellik
- beaver kunduz; kastor animal
- becoming terbiyeli
- bed dip; temel
- bed yatak
- bedding yatak tak─▒m─▒
- bedroom yatak odas─▒
- bee ar─▒; bal ar─▒s─▒ animal
- beef s─▒─ƒ─▒r eti
- beer bira
- beetle k─▒nkanatl─▒ b├╢cek animal
- before ├╢nce; ├╢n├╝nde
- beggar dilenci
- begin başlamak
- beginning başlangıç
- beginning k├╢ken; as─▒l; kaynak; soy
- behind dip
- behind arkas─▒nda; arkada; geride
- being varl─▒k; organizma
- being mevcudiyet; varlık; oluş; hayat
- belch ge─ƒirmek
- belief etki; izlenim
- believe inanmak
- believe düşünmek; sanmak
- bell zil; çan
- belly kar─▒n
- beloved sevgili
- below alt─▒nda
- belt kemer
- belt darbe
- belt kuşak
- bench bank; sıra; tezgâh
- bend dönemeç; kavis; kıvrım
- bend b├╝kmek; e─ƒmek
- bend dönemeç; kavis; viraj
- beneath alt─▒nda
- beneficial faydal─▒
- berry çilek
- besides da; de; keza; bundan başka; dahi
- bet bahis; bahse girmek
- betray ihanet etmek
- betrayal hainlik; ihanet
- better d├╝zeltmek
- better daha iyi
- between aras─▒nda
- bewilderment şaşkınlık
- beyond da; de; keza; bundan başka; dahi
- bias ├╢nyarg─▒
- bicycle bisiklet
- bid emir; komut
- bid teklif
- bidding emir; komut
- big yetişkin
- big c├╢mert
- big m├╝him; ├╢nemli
- big b├╝y├╝k; kocaman
- bike motosiklet
- bike bisiklet
- bill gaga
- bill afiş; levha
- bill fatura; hesap
- birch bulo; huş ağacı plant
- bird kuş
- bird orospu; k─▒z
- birth do─ƒum
- birthplace as─▒l; kaynak; k├╢ken
- bishop piskopos
- bit an
- bite ─▒s─▒rmak
- bitter acı; şiddetli; sert
- black karartmak
- black keskin
- black kara; siyah
- black ay─▒p
- blacken karartmak
- blade kılıç
- blame suçlamak
- blank boş
- blank eksiklik
- blanket battaniye
- blast şiddetli rüzgâr
- blast patlama
- bleach a─ƒartmak; beyazlatmak
- blemish kusur; leke
- blend karıştırmak
- blend karışım
- blessing iyilik
- block k├╝p
- block blok
- blockade abluka
- blond sarışın
- blood kan
- blood nesil; soy
- bloody kanl─▒
- bloom çiçek
- blossom çiçek
- blot leke
- blow darbe; vuruş
- blue mavi
- blueprint model; ├╢rnek
- bluff bl├╢f
- blunder falso; gaf
- blunt dürüst; içten; açık
- blush k─▒zarmak
- boar erkek domuz animal
- board tahta
- boat gemi; kay─▒k; sandal
- body g├╢vde
- body beden; g├╢vde; v├╝cut
- bog batakl─▒k
- boil kaynatmak; kaynamak
- boiler kazan
- bold cesur
- boldness cesaret; c├╝ret
- bolster yast─▒k
- bolt y─▒ld─▒r─▒m
- bomb bombalamak; bombard─▒man etmek
- bomb bomba
- bondage k├╢lelik
- bone kemik
- bonnet başlık
- bony zay─▒f
- book kitap
- book yer ay─▒rtmak
- booklet broşür
- boon iyilik
- boost ilerletmek
- boot çizme
- booth kul├╝be
- booty ganimet
- border kenar
- boring s─▒k─▒c─▒
- born doğmuş
- bosom göğüs; meme
- botch bozmak
- botch falso; gaf
- bother can─▒n─▒ s─▒kmak; rahats─▒z etmek
- bottle şişe
- bottom dip; temel
- bottom dip
- bound s─▒n─▒rlamak
- boundless s─▒n─▒rs─▒z; sonsuz
- bounty prim
- bouquet buket
- bow yay
- bowl stadyum
- bowl le─ƒen; kase
- box kutu; sand─▒k
- boy erkek çocuk; oğlan
- boy o─ƒul
- boycott boykot
- bracelet bilezik
- braid saç örgüsü
- brain ak─▒l
- brain ak─▒l; zihin
- brake fren
- brake fren; frenlemek
- branch dal; şube
- brand marka
- brand kılıç
- brash ars─▒z
- brass pirinç
- brave cesur; yi─ƒit; y├╝rekli
- bravery cesaret; yi─ƒitlik
- brazen y├╝zs├╝z; utanmaz; k├╝stah
- bread ekmek
- breadth en; genişlik
- break k─▒rma
- break ara; teneff├╝s
- break bozmak; k─▒rmak; k─▒r─▒lmak
- break kesilme
- break k─▒rmak; y─▒kmak; bozmak; k─▒r─▒lmak
- breakfast kahvalt─▒
- breast göğüs; meme
- breath nefes; soluk
- breathe soluk almak
- breed soy
- breeze esinti; meltem
- bribe rüşvet
- brick tu─ƒla
- bride gelin
- bridegroom damat
- bridge k├╢pr├╝
- bridle gem
- brief k─▒sa
- bright güneşli
- bright ayd─▒nl─▒k
- bright ayd─▒nl─▒k; berrak
- bright parlak
- brilliant p─▒rlanta
- brilliant g├╢rkemli
- brilliant ayd─▒nl─▒k; berrak
- brim kenar
- bring getirmek
- bristle k─▒l
- brittle gevrek
- broach broş
- broaden genişletmek
- broken bozuk
- broker komisyoncu; simsar
- bronze bronz; tunç
- brook çay
- broom s├╝p├╝rge
- broth et suyu
- brothel genelev
- brother birader; erkek kardeş
- brow al─▒n
- brow kaş
- brown güneşten yanmış; kahverengi
- brush fırça
- brute hayvan; yarat─▒k
- bubble kaynamak
- bucket kova
- buckle toka
- bud tomurcuk
- budget bütçe
- buffer tampon
- buffet b├╝fe
- buffoon soytarı; palyaço
- bug tohum; mikrop
- build kurmak; yapmak
- building yap─▒
- building bina; yap─▒
- bulge çıkıntı; şiş; kambur
- bulk çoğunluk
- bulky c├╝sseli
- bull bo─ƒa
- bullet kurşun; mermi
- bulwark dalgak─▒ran
- bum dip
- bump çıkıntı; şiş; kambur
- bunch demet; k├╝me
- bundle demet
- bundle paket
- bung tapa
- bungle falso; gaf
- burden y├╝k
- burden s─▒k─▒nt─▒ vermek; y├╝klemek
- bureau b├╝ro; yaz─▒hane
- burial defin; g├╢mme
- burn yakmak; yanmak
- burn yan─▒k
- burning ateşli; kızgın; sıcak
- burnish cilalamak; parlatmak
- burst patlama
- bury g├╢mmek
- bus otob├╝s
- bush çalı; çalılık
- business ticari
- business iş
- business görev; iş; meslek; meşguliyet
- but ancak; sadece; yaln─▒z
- butcher kasap
- butt sigara
- butt kıç; dip
- butter tereya─ƒ─▒
- butterfly kelebek animal
- buttocks dip
- button b─▒z─▒r; d─▒lak; klitoris
- button d├╝─ƒme
- buy sat─▒n almak
- cab taksi
- cabbage lahana plant
- cabin kabin; kamara
- cable kablo
- cage kafes
- cake pasta
- calculate hesaplamak; saymak
- calendar takvim
- calf buza─ƒ─▒; dana; bald─▒r
- call ses; haykırış; çığlık
- call seslenmek; telefon etmek
- calling meslek
- callous kat─▒
- calm yatıştırmak
- calm sakin; durgun; rahat; sessiz
- calm durgunluk
- calmness durgunluk
- calumny iftira
- camouflage gizleme
- camouflage gizlemek; kamufle etmek
- camp kamp
- camp grup
- can dip
- can tuvalet
- can konserve yapmak
- canal kanal
- canary kanarya; kanarya kuşu animal
- cancel iptal etmek
- candid dürüst; içten; açık
- candidate aday
- candle mum
- candy bonbon; şeker; şekerleme
- cane kamış
- cannon top
- canteen kantin
- canvas yelken
- canvass yelken
- cap başlık; kasket
- capability yetenek
- capable muktedir
- capacity hacim; oylum
- caper şaka
- capital anamal; kapital
- caprice kapris
- capsule kaps├╝l
- captain kaptan; yüzbaşı
- captive esir
- capture haciz
- car araba; otomobil
- caravan kervan
- card men├╝; yemek listesi
- card kart
- card afiş; levha
- cardinal esasl─▒
- cardinal kardinal
- care ihtiyat
- care endişe; dikkat
- career meslek
- carefree kayg─▒s─▒z
- careful dikkatli
- careless dikkatsiz; ilgisiz
- carelessness ihmal; kay─▒ts─▒zl─▒k
- caricature karikat├╝r
- carnival karnaval
- carpenter do─ƒramac─▒; d├╝lger; marangoz
- carpet hal─▒
- carrier postac─▒
- carrot havuç plant
- carry nakletmek; taşımak
- cartridge fişek
- carve oymak
- carving heykeltıraşlık
- cascade çağlayan
- case dava; durum; vaka
- cash nakit para
- cashier kasiyer
- cask varil
- casket tabut
- casket küçük kutu
- cast atma
- cast biçim; kalıp
- castle saray
- castle hisar
- cat herif
- cat kedi animal
- catapult manc─▒n─▒k
- catapult manc─▒n─▒k; sapan
- cataract çağlayan
- catastrophe felaket
- catch tutmak; yakalanmak
- catch tutuklama
- catch av
- catching bulaşıcı
- category kategori; s─▒n─▒f
- caterpillar t─▒rt─▒l animal
- cathedral katedral
- cause neden; sebep
- caution ihtiyat
- caution uyarmak
- cautious sak─▒ngan; tedbirli
- ceiling tavan
- celebrated ünlü; tanınmış
- celebrity ün; şöhret
- celestial tanr─▒sal
- cell h├╝cre
- cellar bodrum; kiler; mahzen
- cement çimento
- cemetery mezarl─▒k
- central merkezi
- central esasl─▒
- century as─▒r; y├╝zy─▒l
- cereal tah─▒l
- cereal tah─▒l; tane; tohum
- ceremonial t├╢ren
- ceremonial resmi
- ceremony t├╢ren
- certain belirli; emin; g├╝venilir; kesin; sa─ƒlam
- certainly kati; kesin; muhakkak; emin
- certificate belge
- cessation durma
- chaff kabuk; k─▒l─▒f
- chain zincir
- chair iskemle; makam; sandalye
- chalk tebeşir
- chamber yatak odas─▒
- champion şampiyon
- championship başlık; isim; ünvan
- championship yard─▒m
- chance ihtimal; olas─▒l─▒k
- chance şans
- chance fırsat; şans
- change değişim; değişme; değişiklik
- change değiştirmek; değişmek
- channel oluk; yiv
- channel kanal
- chaos kaos; karışıklık
- chaotic karmakarışık
- chap adam; herif
- chapel küçük kilise
- chapter k─▒s─▒m
- character işaret
- character karakter; ├╢zellik
- characteristic tipik
- characteristic ├╢zellik
- charge suçlama; şikayet
- charge y├╝klemek
- charge ├╝cret
- charitable hay─▒rsever
- charm cazibe; çekicilik
- chart çizelge
- chary dikkatli
- chase takip
- chase avlamak
- chaste namuslu
- chat sohbet etmek
- chat sohbet
- chatter gevezelik etmek
- chauffeur şoför
- cheap ucuz
- cheat aldatmak; hile yapmak
- cheat aldatmak
- cheek yanak
- cheeky ars─▒z
- cheerful neşeli; şen
- cheese peynir
- chemical kimyasal
- chemist eczac─▒
- chemist kimyager
- cherry kiraz
- cherry al; k─▒z─▒l; k─▒rm─▒z─▒
- chest sand─▒k
- chest göğüs
- chestnut kestane
- chew çiğnemek
- chic şık; şıklık
- chick orospu; k─▒z
- chick civciv
- chicken tavuk animal
- chief şef
- chief ana; esas
- child çocuk
- chill serinletmek; so─ƒutmak
- chill so─ƒuk; serin
- chilly so─ƒuk; serin
- chimney baca
- chin çene
- chink yarık; çatlak
- chisel keski
- chivalry şövalyelik
- chock takoz
- chocolate çikolata
- choice seçme; tercih
- choir koro
- choke t─▒kamak
- choke bo─ƒmak; bo─ƒulmak
- choke bo─ƒmak
- chop pirzola
- chop yarık; çatlak
- chopper helikopter
- chorus koro
- chute paraşüt
- cigarette sigara
- cinder k├╝l
- cinema sinema
- cinnamon tarçın
- cipher s─▒f─▒r
- circle daire; muhit
- circle tak─▒m
- circular yuvarlak
- circulation devir
- circumstance durum
- circus sirk
- cistern sarnıç
- city kent; şehir; başkent
- civil sivil
- claim hak; talep
- clammy nemli; yaş
- clamp kıskaç
- clapper dil; s├╢z
- clarification aydınlatma; açıklama
- clarity açıklık
- clasp toka
- class s─▒n─▒f
- class kategori; s─▒n─▒f
- classic klasik
- classical klasik
- clause şart; fıkra; madde; makale; yazı
- claw pençe
- claw kanca; çengel
- clay balçık; kil; çamur; salsal
- clay çamur
- clay ceset; ├╢l├╝
- clean temiz; saf
- clean temizlemek
- clean boş
- clear açık; berrak; net; temiz
- clearly açık; berrak; net; temiz
- clearness açıklık
- cleft çatlak; yarık
- clergyman papaz
- clever kurnaz
- clever becerikli
- client müvekkil; müşteri
- climate iklim
- clinic klinik
- clinker k├╝l
- clique grup
- cloak manto
- clog takunya
- cloister manast─▒r
- close kapamak; kapanmak; son vermek
- closed kapal─▒
- closet giysi dolab─▒
- closet dolap
- cloth kumaş
- cloud bulut
- cloudy bulutlu
- clown palyaço
- club gece kul├╝b├╝
- club kul├╝p; dernek; kurum
- club çomak; sopa
- clump demet; k├╝me
- clumsy hantal; beceriksiz
- clumsy beceriksiz
- cluster demet; tutam; k├╝me
- clutter karışıklık
- coach fayton
- coach otob├╝s
- coal k├╢m├╝r
- coalition koalisyon
- coarse kaba
- coast k─▒y─▒; sahil
- coat palto
- cock horoz; musluk
- cockroach hamamb├╢ce─ƒi animal
- cod morina animal
- coffee kahve
- coffin tabut
- coil rulo
- coin madeni para; sikke
- cold so─ƒuk
- cold so─ƒuk alg─▒nl─▒─ƒ─▒
- cold so─ƒuk; so─ƒukluk
- collapse çökme
- collar gerdanl─▒k; tasma
- collar tutuklama
- collar yaka
- colleague meslektaş
- collect biriktirmek; toplamak; toplanmak
- collection koleksiyon; toplama
- collector koleksiyoncu
- college ├╝niversite
- collision çarpışma
- colony koloni; s├╢m├╝rge
- colt tay
- column direk
- column direk; s├╝tun
- comb taramak; taranmak
- comb ibik; tarak
- combat savaş; muharebe
- combat savaşmak; çarpışmak
- combination birleştirme
- combine birleşmek; birleştirmek
- come gelmek
- come ulaşmak; varmak; gelmek
- comedy komedi
- comely terbiyeli
- comely g├╝zel; iyi
- comfort teselli etmek
- comfort teselli
- comfort konfor
- comfortable rahat
- comforter yorgan
- comic gülünç
- comical gülünç
- command emir; komut
- command emretmek
- commander komutan
- commence başlamak
- commencement başlangıç
- comment dedikodu; gevezelik
- comment s├╢z
- commerce ticaret
- commission komisyon; kurul; komite
- commit yapmak
- commitment ba─ƒl─▒l─▒k; sadakat
- committee komite; kurul; komisyon
- commodity eşya
- common park
- common ortak
- common yayg─▒n
- commonplace baya─ƒ─▒
- commonplace klişe
- commonwealth demokrasi; cumhuriyet
- commotion şamata
- commotion hareket
- community meslek
- compact sözleşme
- companion yoldaş
- company şirket
- company ortaklık; şirket
- comparison karşılaştırma
- compartment kompart─▒man
- compass pusula
- compassion ac─▒ma
- compensate tazmin etmek; telafi etmek
- compete rekabet etmek; yarışmak
- competence yetki
- competent yetkili
- competition rakip
- competition yarışma
- competitor rakip
- complaint şikayet; suçlama
- complaint şikayet
- complete tamamlamak; bitirmek
- complete b├╝t├╝n; tam
- complete tam; temiz
- completely b├╝t├╝n; b├╝sb├╝t├╝n
- complex karmaşık
- complicate güçleştirmek; karıştırmak
- component eleman; ├╢─ƒe
- component parça; pay; hisse
- composition beste
- composure durgunluk
- comprehend anlamak; kavramak
- comprise kapsamak
- compromise uzlaşma
- compulsion cebir
- comrade yoldaş
- conceal gizlemek; saklamak
- concealment kapak; ├╢rt├╝
- conceive düşünmek; sanmak
- conception icat
- conception gebe kalma
- concern iş
- concern endişe; kaygı; tasa; üzüntü
- concern endişe
- concert konser
- conclusion karar
- concrete somut
- concrete beton
- condition durum
- conduct yol g├╢stermek
- conduct tav─▒r
- conductor biletçi
- conduit kanal
- conference m├╝zakere
- confess itiraf etmek
- confession itiraf
- confidence g├╝ven; itimat
- confident emin
- confidential gizli
- confined esir
- confirmation do─ƒrulama
- conflict muharebe
- conflict m├╝cadele
- conflict kavga; mücadele; tartışma
- conformity uygunluk
- confuse karıştırmak; şaşırtmak
- conglomerate konglomera; yığışım
- congratulations ├╢vg├╝
- congregation toplant─▒
- conjecture tahmin
- conjecture spek├╝lasyon
- conjugation çiftleşme
- connect bağlamak; birleşmek; birleştirmek
- connection ba─ƒlant─▒
- connection ba─ƒ; ba─ƒlant─▒
- conquer fethetmek
- conquest ayartma; baştan çıkarma
- conscience vicdan
- conscientious vicdanl─▒
- consent r─▒za
- consequence sonuç; etki
- conservative tutucu
- consider düşünmek; sanmak
- considerable hat─▒r─▒ say─▒l─▒r; ├╢nemli
- consolation teselli
- conspicuous göze çarpan
- constant aral─▒ks─▒z; s├╝rekli
- constant devaml─▒; s├╝rekli
- constituent eleman; ├╢─ƒe
- constitution anayasa; b├╝nye; yap─▒
- constraint s─▒n─▒rlama
- construct kurmak; yapmak
- construction yap─▒
- consultant danışman; müşavir
- consume t├╝ketmek
- consumer t├╝ketici
- consummate temiz
- consummate b├╝t├╝n; tam
- consumption t├╝ketim
- contact değme; ilişki; temas
- contain kapsamak
- contaminate bulaştırmak
- contemplate düşünmek
- contemporary çağdaş
- contempt hor g├╢rme
- content hoşnut; memnun
- content içerik
- content içerik; hacim; oylum
- contention kavga; m├╝cadele
- contest yarışma
- continent k─▒ta
- contingency ihtimal
- continual s├╝rekli
- continuation devam
- continuation devam; sonuç
- continue devam etmek
- continuous devaml─▒; s├╝rekli
- contract kontrat
- contrary ayk─▒r─▒; ters
- contrary aksi; z─▒t
- contribution bağış
- contrivance mekanizma; alet
- contrive icat etmek
- controller muhasebeci
- controversial çekişmeli
- controversy kavga; m├╝cadele
- convenience alet
- convenient rahat
- conventional geleneksel
- conversation konuşma; sohbet
- converse aksi; z─▒t
- convert değiştirmek
- convey getirmek
- convocation toplant─▒
- convoy konvoy
- cook pişirmek
- cool serin
- cool serinletmek; so─ƒutmak
- coop kafes
- cope başarmak
- copious bol; çok
- copper bak─▒r
- copy kopya; suret
- copy kopya; suret; transkripsiyon
- copy kopya etmek; kopya çekmek; taklit etmek
- coral mercan
- cord ip; sicim
- cordial sevimli
- cordial candan; içten
- cork mantar; t─▒pa
- corn dar─▒; m─▒s─▒r
- corn bu─ƒday; bulgur
- corn tane
- corner köşe
- corner h├╝cre
- corporation tüzel kişi
- corpse ceset; ├╢l├╝
- correct tam; uygun; do─ƒru
- correction ceza
- correspond uymak
- correspond g├╢stermek; temsil etmek
- correspondence mektuplaşma
- correspondence bakışım; simetri
- correspondent benzer
- corridor koridor
- corroborate do─ƒrulamak
- costly pahal─▒
- costume kost├╝m
- cottage kul├╝be
- cotton pamuk
- couch divan; kanepe
- cough ├╢ks├╝rmek; ├╢ks├╝r├╝k
- counsel nasihat; öğüt
- counsel avukat
- count kont
- counter tezgâh
- counterfeit taklit
- countless say─▒s─▒z
- country alan
- country millet; ulus
- country k─▒r
- coupling çiftleşme
- courage cesaret; yi─ƒitlik
- courageous cesur; yi─ƒit; y├╝rekli
- courier ulak
- course kurs; y├╢n
- course gidiş; kurs; yön
- course yol
- court avlu; saray
- court motel
- courteous kibar; nazik
- courtesy nezaket
- courtyard avlu
- covenant sözleşme
- cover ├╢rt├╝; battaniye
- cover kapak; ├╢rt├╝
- covert gizli
- covert kapak; ├╢rt├╝
- covetousness açgözlülük; hırs
- covetousness h─▒rs
- cow inek
- coy çekingen
- crab yengeç; pavurya; çağanoz animal
- crack çatlak; yarık
- cradle as─▒l; kaynak; k├╢ken
- cradle beşik
- craft zanaat
- crafty hilekâr; kurnaz
- cramp kramp
- cranky huysuz
- crash kaza
- crate sand─▒k
- crawl s├╝r├╝nmek
- craze çılgınlık
- crazy deli
- cream krema; kaymak
- crease buruşuk; dönemeç; kavis; kıvrım
- crease buruşuk; karık
- create yaratmak; meydana getirmek; yapmak
- create meydana getirmek; yaratmak; yapmak
- create yapmak; ├╝retmek
- creation yaradılış; yaratma
- creation evren
- creature yarat─▒k; hayvan
- credit kredi
- creek çay
- crest zirve; doruk; tepe
- crevice yarık; çatlak
- crew m├╝rettebat; tak─▒m
- cricket c─▒rc─▒rb├╢ce─ƒi; c─▒rc─▒r b├╢ce─ƒi
- crime cinayet; suç
- criminal cani; suçlu
- crimp dönemeç; kavis; kıvrım
- crimson al; k─▒z─▒l; k─▒rm─▒z─▒
- crinkle buruşuk; karık
- crisis bunal─▒m; kriz
- criterion ölçek; ölçü; standart
- critic eleştirmen
- crocodile timsah animal
- crook cani; suçlu
- crook dönemeç; kavis; viraj
- crooked eğri; çarpık
- crop ├╝r├╝n; hasat
- cross çaprazlamak
- cross haç; çarmıh
- crow karga animal
- crowd kalabal─▒k
- crown zirve; doruk; tepe
- crown taç
- crude kaba
- crude basit; ilkel
- cruiser kruvaz├╢r
- crumb ekmek k─▒r─▒nt─▒s─▒
- crush kalabal─▒k
- crush ezmek
- crusty aksi; huysuz
- cry ba─ƒ─▒rmak
- cry ses; haykırış; çığlık
- cry a─ƒlamak
- crystal kristal
- cub o─ƒlan
- cube k├╝p
- cuckoo guguk kuşu animal
- cuff kelepçe
- cull koparmak; toplamak
- cultivator yetiştirici
- culture k├╝lt├╝r
- cunning kurnaz; hilekâr
- cunning sevimli
- cunning kurnaz
- cup fincan
- cupboard dolap
- cure ilâç; şifa; kür; tedavi; ilaç
- cure tedavi etmek
- curious acayip
- curious merakl─▒
- curl rulo
- curly k─▒v─▒rc─▒k
- currant kuşüzümü plant
- currency geçerlik
- current ak─▒m; ak─▒nt─▒; ─▒rmak
- current ak─▒m
- curse beddua
- curse s├╢vmek
- curtain perde
- curve b├╝kmek
- curve kavis; eğri; viraj; dönemeç
- curve kavis
- curve e─ƒri; viraj
- cushion yast─▒k
- cuss adam; herif
- custom gelenek; alışkanlık
- cut azaltmak; indirmek
- cut kesme
- cute sevimli
- cutting kesme
- cycle devir; d├╢nem
- dagger hançer
- daily g├╝nl├╝k
- dainty nefis; m├╝kemmel
- dainty nefis; lezzetli
- dairy mand─▒ra; s├╝thane
- dam set
- damage zarar
- dame orospu; k─▒z
- damn lanet etmek
- damp nem
- damp nemli; yaş; ıslak
- dance dans
- dance dans etmek
- dancer dans├╢r
- danger tehlike
- dangerous tehlikeli
- daring at─▒lgan; c├╝retli
- daring cesaret; c├╝ret
- dark somurtkan; huysuz
- dark karanl─▒k; koyu
- dark gece
- dark karanl─▒k
- darken karartmak
- darling sevgili
- date randevu
- daub leke
- daughter k─▒z
- dawn tan; şafak
- day g├╝n; g├╝nd├╝z
- daybreak şafak; tan
- dead cans─▒z; hareketsiz; s├╢n├╝k; ├╢l├╝
- deadly ├╢ld├╝r├╝c├╝
- deadly zehirli
- deal miktar
- deal yol g├╢stermek
- dealer t├╝ccar
- dean dekan
- dear sevgili
- dear sevgili; pahal─▒
- debate tartışma
- debauch sefahat
- debauchery sefahat
- debit borç
- debris enkaz; y─▒k─▒nt─▒; d├╢k├╝nt├╝
- debt suç
- debut giriş; başlangıç
- decadence çökme
- decay bozulma
- decay bozulmak; çürümek
- deceit hile; aldanma; aldatma
- decency terbiye
- decent terbiyeli
- deception hayal; kuruntu
- deception aldanma; aldatma; hile
- decide kararlaştırmak; belirlemek
- decision karar
- decisive kesin
- deck g├╝verte
- declaration demeç
- declension iniş
- decline iniş
- decline reddetmek
- decline azalmak; düşmek; eksilmek
- decorate s├╝slemek
- decoration s├╝s
- decoration madalya
- decrease azalma
- decrease azaltmak
- decree emretmek
- decree karar
- dedication ba─ƒl─▒l─▒k; sadakat
- deed hareket; iş; kahramanlık; yiğitlik
- deep esrarengiz; gizemli
- deepen derinleşmek; derinleştirmek
- defeat yenilgi
- defeat yenmek
- defect kusur; ihmal
- defect kusur
- defect kusur; leke
- defective kusurlu
- defer ertelemek
- deficiency eksiklik; kusur
- deficiency eksiklik; kusur; yokluk
- deficient eksik
- deficient eksik; yetersiz
- deficit eksiklik
- definitive kati; kesin
- deft becerikli
- degenerate ahlaks─▒z
- degeneration çökme
- degradation indirme
- degree derece; r├╝tbe; seviye
- dejection pislik
- delay gecikme; tehir
- delay geciktirmek
- delete silmek
- deliberate kasti
- delicate zay─▒f
- delicate hassas; ince; zay─▒f; zarif
- delicious nefis; lezzetli
- delight haz; sevinç
- delineate çizmek
- delivery teslim
- deluge tufan
- demand ihtiyaç
- demand ihtiyaç; istek; talep
- demand istemek
- democracy demokrasi
- democracy demokrasi; cumhuriyet
- demon şeytan
- demonstrate takdim etmek; tanıştırmak; görünmek; gözükmek
- demure çekingen
- den in; ma─ƒara
- denomination ad; isim
- density yo─ƒunluk
- deny reddetmek
- department daire; şube
- departure ayr─▒lma; hareket
- deplorable perişan; sefil
- deportment tav─▒r
- deposit tortu
- depot ambar; depo; dükkân
- depress can─▒n─▒ s─▒kmak
- depress bast─▒rmak
- depression bask─▒
- depth derinlik
- deputy vekil
- descent bayır; iniş
- descent nesil; soy
- describe çizmek
- design model; ├╢rnek
- design icat
- design meram; niyet
- designation ad; isim
- designer mimar
- desirable arzu edilen
- desire arzu
- desire arzulamak
- desk yaz─▒ masas─▒
- despise hor görmek; küçümsemek
- destiny kader; k─▒smet
- destroy yok etmek; y─▒kmak
- destruction yok etme
- detail ayr─▒nt─▒
- detect keşfetmek
- detergent deterjan
- determinate kati; kesin
- determinate belirli; kati; kesin
- determination karar
- determination azim; meram; niyet
- determine belirlemek; kararlaştırmak
- determined kati; kesin
- detest nefret etmek
- detestable açık saçık; müstehcen; iğrenç; tiksindirici
- detriment zarar
- deuce iki
- develop gelişmek
- development büyüme; gelişme
- device alet; ayg─▒t
- devious dolayl─▒
- devoted ba─ƒl─▒; sad─▒k
- devotion bağlılık; düşkünlük
- dew çiy; şebnem
- dexterity beceriklilik
- diagonal köşegen
- dialect Lehçe; lehçe
- diamond elmas
- diary g├╝nl├╝k
- dictate dikte etmek; yazd─▒rmak
- dictate emir
- dictation emir; komut
- dictionary s├╢zl├╝k
- die ├╢lmek
- diet perhiz; rejim
- difference fark
- difference kavga; mücadele; tartışma
- different başka; başka türlü; diğer
- different farkl─▒
- differentiate ay─▒rmak
- difficult güç; zor; ağır
- diffident utangaç; çekingen
- digest ├╢zet
- digestion haz─▒m; sindirim
- dike set
- dilapidated harap; y─▒k─▒k
- diligence gayret; çalışkanlık
- dimension nitelik
- dimension boyut; ölçü
- diminish azaltmak; eksiltmek
- diminutive minicik
- din şamata
- dingy kirli
- dip yankesici
- diploma diploma
- dipper kepçe
- dire korkunç
- direct y├╢neltmek
- direct araçsız; doğrudan doğruya; dolaysız
- direct araçsız; doğrudan doğruya
- direct yol g├╢stermek
- direction y├╢n
- direction nasihat; öğüt
- direction y├╢netim
- direction talimat; emir
- director m├╝d├╝r
- dirt kir; pislik
- dirt rezalet; skandal
- dirty kirli; pis
- disability yetersizlik
- disagreement anlaşmazlık
- disappear yok olmak
- disappointment hayal k─▒r─▒kl─▒─ƒ─▒
- disaster felaket
- discern anlamak; ay─▒rt etmek
- discernment anlayış
- discipline bilim dal─▒; disiplin
- discipline ceza
- disclose açmak
- discontent hoşnutsuzluk; memnuniyetsizlik
- discontinue kesmek
- discount indirim
- discourse hitabe; nutuk
- discover keşfetmek
- discovery keşif
- discuss görüşmek
- discussion görüşme
- disdain hor g├╢rme
- disease hastal─▒k
- disgrace ayıp; rezalet; alçaklık
- disgraceful ay─▒p
- disguise gizleme
- disgust nefret
- dish çanak
- dish yemek
- dishonest namussuz
- dismantle s├╢kmek
- disobedience itaatsizlik
- disorder karışıklık; düzensizlik
- dispatch g├╢nderme
- dispersion da─ƒ─▒tma; da─ƒ─▒t─▒m
- displace hareket etmek; hareket ettirmek; k─▒m─▒ldamak; k─▒m─▒ldatmak
- display g├╢stermek
- disposal y├╢netim
- disposition huy; mizaç
- dispute kavga; mücadele; tartışma
- disquiet huzursuzluk; ├╝z├╝nt├╝
- disruption hareket
- disruption kesilme
- dissension anlaşmazlık
- dissipated ahlaks─▒z
- dissipation israf
- dissolute ahlaks─▒z
- distance aral─▒k; mesafe; uzakl─▒k
- distant uzak
- distinct açık
- distinguish anlamak; ay─▒rmak; ay─▒rt etmek
- distinguish ay─▒rmak; ay─▒rt etmek
- distinguished seçkin
- distracted deli
- distress s─▒k─▒nt─▒
- distribute saçmak
- distribution da─ƒ─▒tma; da─ƒ─▒t─▒m
- disturb rahats─▒z etmek
- disturbance hareket
- ditch hendek
- dive batmak; dalmak
- diver dalgıç animal
- diverse muhtelif
- divide ayr─▒lmak; ay─▒rmak
- divine tanr─▒sal
- divinity ilahiyat; tanr─▒bilim
- divinity tanrı; tanrıça
- division b├╢l├╝m; daire; k─▒s─▒m
- division b├╢l├╝nme
- divorce boşanma
- dizzy ak─▒ls─▒z
- do yapmak
- docket program
- doctor doktor; hekim
- doctrine ├╢─ƒreti; felsefe
- document belge
- dodge hile
- dog k├╢pek animal
- doll orospu; k─▒z
- doll kukla; oyuncak bebek
- dolly kukla; oyuncak bebek
- domain alan; k├╝re
- domain alan
- domestic evcil; evcimen
- domesticate evcilleştirmek
- domicile konut
- domination egemenlik
- dominion il; toprak
- donation bağış
- donkey eşek; merkep animal
- dose doz
- dot benek; nokta
- double çift
- doubt kuşkulanmak; şüphe etmek
- doubtful şüpheli
- dough hamur
- down aşağı
- down ince t├╝y
- downfall düşüş; yıkılış; çökme
- downward aşağı
- dozen d├╝zine
- drag çekmek
- dragon ejderha
- drape perde
- drapery perde
- draw çizmek
- draw çekmek
- draw çekme
- drawer çekmece
- drawing çizim
- drawing piyango
- dread korku; endişe
- dread korkunç
- dreadful korkunç
- dreadful korkunç; iğrenç
- dream r├╝ya
- dream h─▒rs; ihtiras; tutku
- dress giysi
- dribble damlamak
- drill delmek
- drink alkol
- drink içki; içecek
- drip damlamak
- driver sürücü; şoför
- drop damla; damlamak
- drop sal─▒vermek
- dross dışık
- drought kurakl─▒k; susuzluk
- drugstore eczane
- drum darbuka; davul; d├╝mbelek
- dry kurumak
- dry kurak; kuru
- dual çift
- dubious şüpheli
- duck ├╢rdek
- dull donuk
- dull s─▒k─▒c─▒
- dumb dilsiz
- dung g├╝bre
- duplicate çift
- durable dayan─▒kl─▒; sa─ƒlam
- duration s├╝re
- dust toz
- dust enkaz; y─▒k─▒nt─▒; d├╢k├╝nt├╝
- duty görev; borç; yüküm
- duty görev; borç
- dwarf c├╝ce
- dwell ikamet etmek; oturmak
- dwelling konut
- dynamic dinamik
- eager hevesli; istekli; h─▒rsl─▒
- eagle kartal; karakuş animal
- earlier ├╢nce; ├╢n├╝nde
- early erken
- earn hak etmek; kazanmak
- earnings kazanç; kâr
- earnings ücret; aylık; maaş
- earthquake deprem
- ease dinlenme; istirahat
- east do─ƒu
- easy kolay
- economic ekonomik; idareli
- economy iktisat
- edge kenar
- edgy sinirli
- editor edit├╢r
- educate yetiştirmek
- education e─ƒitim
- effect etki; sonuç
- effective etkili
- efficient etkili
- effort gayret; çaba; deneme
- effort hareket; iş; kahramanlık; yiğitlik
- egg yumurta
- egoism bencillik
- eight sekiz
- elastic esnek
- elasticity esneklik
- elbow dirsek
- election seçim
- electric elektriksel
- electricity elektrik
- elegance zarafet; şıklık
- elegant zarif; şık
- element eleman; ├╢─ƒe
- elementary basit; sade; tek
- elevate y├╝kseltmek; kald─▒rmak
- elevation doruk; zirve
- eligible m├╝nasip; uygun
- else başka
- else yoksa; başka
- elusive ince
- embarrass engellemek
- embellish güzelleştirmek
- emblem arma
- embrace kapsamak
- emigrant göçmen
- eminent seçkin
- emphasis vurgu
- employ iş
- employ kullanmak; tatbik etmek; uygulamak
- employee işçi; memur
- employment kullanma; kullanış
- employment iş
- empty boş
- empty boşaltmak
- encompass kuşatmak
- encounter karşılaşma
- encounter karşılaşmak; buluşmak; toplanmak
- encourage ilerletmek
- encumbrance engel
- end son; uç; akıbet; nihayet; amaç
- end bitirmek
- endless bitmez t├╝kenmez; sonsuz
- endowment yetenek
- endurance dayanma; tahamm├╝l
- endure dayanmak; tahammül etmek; katlanmak; çekmek
- endure tahamm├╝l etmek
- enemy düşman
- energetic enerjik
- energy enerji; kuvvet
- engage işe almak
- engagement randevu
- engagement muharebe
- engine lokomotif
- engulf yutmak
- enjoin d├╝zenlemek; emir vermek
- enjoy hoşlanmak
- enlarge büyültmek; genişletmek
- enmity düşmanlık
- enough terbiyeli
- enrich zenginleştirmek
- ensign sancak
- ensure sağlamak; temin etmek; garanti etmek; sağlamlaştırmak
- enter girmek
- enterprise teşebbüs
- entertain e─ƒlendirmek
- entertainment e─ƒlence
- entire b├╝t├╝n; tam
- entire ayg─▒r
- entirely yaln─▒z
- entirely b├╝sb├╝t├╝n
- entrance giriş
- entrance giriş; antre
- entry giriş; başlangıç
- entry antre; giriş
- envelope mektup zarf─▒
- envious kıskanç
- envy g─▒pta etmek; k─▒skanmak
- envy kıskançlık
- epidemic salg─▒n
- epoch devir; çağ
- equal eş; eşit; benzer
- equal eş; eşit
- equation denklem
- equestrian atl─▒; binici
- equilibrium denge
- equip donatmak
- equitable adil
- equity adalet
- equivalent benzer; eşit
- equivocal belirsiz; iki anlaml─▒
- era devir; çağ
- erection yap─▒
- error hata; yanlışlık
- escape atlatmak; kaçmak
- escape firar; kaçış
- especially ├╢zellikle
- essay deneme
- essay denemek
- essence parf├╝m
- essence varl─▒k
- establish kurmak; tesis etmek
- establish kurmak
- estate m├╝lk
- estimate tahmin etmek
- eternal bitmez t├╝kenmez; sonsuz
- eternal dayan─▒kl─▒; s├╝rekli; aral─▒ks─▒z
- eternity sonsuzluk
- evacuate boşaltmak
- evade kaçınmak; sakınmak
- even bile; hatta
- even d├╝z
- evening akşam
- event olay
- event sonuç; etki
- ever daima; her zaman
- everlasting dayan─▒kl─▒; s├╝rekli; aral─▒ks─▒z
- everlasting temiz
- evidence ispat
- evidence ispat etmek; kan─▒tlamak
- evident açık; belli; basit; sade
- evil bela; k├╢t├╝l├╝k
- evil k├╢t├╝
- evoke uyand─▒rmak
- exact kesin; tam
- exactly tam
- examination sınav; muayene; inceleme; araştırma
- examination s─▒nav
- examine muayene etmek
- examine denemek
- example dava; durum
- example ├╢rnek
- excavation madencilik
- excellent m├╝kemmel
- exception istisna
- exceptional fevkalade
- exchange değişme
- excitement heyecan
- exclusively yaln─▒z
- excrement pislik
- excuse ├╢z├╝r
- execute yapmak
- execution yerine getirme
- execution idam
- exercise kullanma; uygulama; kullanış
- exhale nefes vermek
- exhaust bitirmek; t├╝ketmek; yormak
- exhibit g├╢stermek
- exhibit göstermek; takdim etmek; tanıştırmak; görünmek; gözükmek
- exhibition sergi
- exist mevcut olmak; var olmak
- existence hayat; mevcudiyet; varl─▒k
- existence evren
- exit çıkış
- exotic yabanc─▒
- expanse alan
- expect beklemek
- expedient çare
- expenditure harcama; masraf
- expenditure t├╝ketim
- expense masraf
- expense harcama
- expensive pahal─▒
- experience duymak; hissetmek
- experience deney; tecr├╝be
- experiment deney; deneme
- expert becerikli
- expert uzman
- expire ├╢lmek
- explain anlatmak; açıklamak; aydınlatmak
- explanation açıklama
- explode patlamak
- exploit kahramanlık; yiğitlik; hareket; iş
- explosion patlama
- explosive patlay─▒c─▒
- export ihracat
- export ihraç etmek
- expose açmak
- expose g├╢stermek
- exposed açık
- exposition sergi
- exposure foto─ƒraf
- express ifade etmek
- express kesin
- express ekspres
- expression s├╢z
- expression bakış
- expression ifade
- exquisite nefis; m├╝kemmel
- extended geniş
- extension genişleme; uzama
- extensive geniş
- extensive bol; çok
- extent boy; b├╝y├╝kl├╝k; kapsam
- exterior dış; harici
- exterior dış
- extinguish s├╢nd├╝rmek
- extravagant tutumsuz
- extreme aşırı
- extremity organ; uzuv
- extrusion çıkıntı; şiş; kambur
- eye g├╢z
- eye merkez; orta
- fable efsane
- fabric kumaş
- fabrication imal
- fabulous efsanevi
- face surat; y├╝z
- face bakış
- facile kolay
- facility tesisat
- fact gerçek
- factor komisyoncu; simsar
- factor eleman; ├╢─ƒe
- factory fabrika
- faculty fak├╝lte
- faculty yetenek
- fag sigara
- faint bayg─▒nl─▒k; bay─▒lmak
- faint donuk; zay─▒f; kuvvetsiz
- fair adil; d├╝r├╝st
- fair g├╝zel; iyi
- fair fuar; panay─▒r
- fairness adalet
- faith din
- faithful sad─▒k
- fake sahte
- fake doland─▒r─▒c─▒
- fall iniş
- fall düşmek
- fall g├╝z; sonbahar
- fall düşüş; yıkılış; çökme
- fall düşme; düşüş
- fallacy aldatma
- false sahte; yanlış
- fame ün; şöhret
- familiar teklifsiz
- familiar yoldaş
- familiarity bilgi
- family aile
- family aile; giller
- family kategori; s─▒n─▒f
- famine k─▒tl─▒k
- famous tanınmış; ünlü
- fanatic kudurmuş
- far uzak; uzun
- farewell veda
- farewell ayr─▒lma
- farm çiftlik
- farmer çiftçi
- farming tar─▒m
- fart osuruk
- fart osurmak
- fashion tarz; usul; şekil
- fashion moda
- fast ahlaks─▒z
- fast çabuk
- fasten ba─ƒlamak; tutturmak
- fastidious titiz
- fat kal─▒n
- fat ya─ƒl─▒
- fat verimli
- fatal ├╢ld├╝r├╝c├╝; ├╢l├╝mc├╝l
- fate kader; k─▒smet
- father baba
- fatigue yormak
- fatten semirtmek
- fatty ya─ƒl─▒
- fatuous aptal
- faucet musluk
- fault hata; kusur; yanlışlık
- fault hata; kusur
- faulty kusurlu
- fear korku
- fearful korkak
- fearful korkunç
- fearless cesur; yi─ƒit; y├╝rekli
- feasible yap─▒labilir
- feast bayram
- feast ziyafet
- feat hareket; iş; kahramanlık; yiğitlik
- feather t├╝y
- feature ├╢zellik
- fee ├╝cret
- feeble kuvvetsiz; zay─▒f; donuk
- feel duymak; hissetmek
- feeler anten
- feeling duygu
- feeling etki; izlenim
- fell deri; post
- fellow adam; herif
- fellow yoldaş
- felon cani; suçlu
- felt keçe
- fence çit
- fender çamurluk
- ferment huzursuzluk
- fermentation huzursuzluk
- ferocious ├╢fkeli
- ferret da─ƒ gelinci─ƒi animal
- ferry feribot
- fertile verimli
- fertility verimlilik
- fervent ateşli; kızgın; sıcak
- few az
- fiddle keman
- field alan; k├╝re
- field bilim dal─▒; disiplin
- field tarla; alan
- field ova
- fiend şeytan
- fierce hiddetli; ├╢fkeli
- fiery ateşli; kızgın; sıcak
- fig incir
- fig resim
- fight muharebe
- fight muharebe; savaş
- fight savaşmak
- fighter savaşçı
- figure resim
- filament iplik
- file dosya; klas├╢r
- file e─ƒe; t├╢rp├╝
- filling doldurma
- filth kir; pislik
- filthy iğrenç; çirkin
- fin yüzgeç
- final kati; kesin
- finance maliye
- financial mali
- find bulmak
- fine hassas; ince; zarif; g├╝zel; iyi; duygulu
- fine para cezas─▒
- finger parmak
- finish bitirmek; tamamlamak
- fir k├╢knar plant
- fire ateş; yangın; alev
- fire yang─▒n
- fire ateş etmek; atmak
- fireplace ocak
- firm kat─▒; s─▒k─▒; sert
- firm firma; şirket
- firm sars─▒lmaz
- first başlangıç
- first birinci; ilk
- first birinci
- fish bal─▒k animal
- fissure yarık; çatlak
- fist yumruk
- fit m├╝nasip; uygun
- five beş
- fix onar─▒m; tamir
- fixing onar─▒m; tamir
- flabby gevşek
- flag sancak
- flag süsen; eşek lalesi; iris
- flair yetenek
- flame alev; ateş; yangın
- flaming ateş; yangın; alev
- flash an
- flat d├╝z
- flatter pohpohlamak
- flaw defo; kusur
- fleet donanma
- flesh et
- flex b├╝kmek; e─ƒmek
- flight firar; kaçış
- flight uçuş
- flimsy hafif
- flimsy ├╢nemsiz
- flirt fl├╢rt etmek
- float y├╝zmek
- flock grup; s├╝r├╝
- flood tufan
- floor kat
- floor yer
- flour un
- flow akış; akıntı
- flow aybaşı
- flow akmak
- flow ak─▒nt─▒; ak─▒m; ─▒rmak
- flower çiçek
- flowing akış; akıntı
- flush k─▒zarmak
- flutter hareket
- fly sinek animal
- flyer havac─▒; pilot
- flying uçuş
- foal tay
- foam k├╢p├╝k
- fog sis; karanl─▒k
- foggy sisli; belirsiz
- foil varak
- fold kapamak; kapanmak; son vermek
- fold kıvrım; dönemeç; kavis
- folder broşür
- folder dosya
- folk kabile; oymak
- follow çıkmak; izlemek
- following ertesi; aşağıdaki
- following takip
- folly delilik
- food yemek; besin
- foolish saçma
- foot ayak
- foot piyade
- footprint ayak izi
- footstep ad─▒m
- forbid yasaklamak
- forbid engellemek; ├╢nlemek
- force güç; kudret
- force çekmek
- force kudret; kuvvet; şiddet
- force itmek; s├╝rmek
- force personel
- force zorlamak
- force kudret; kuvvet; güç; tesir
- forecast tahmin
- forehead al─▒n
- foreign yabanc─▒
- foremost birinci; ilk
- forest orman
- forever sonsuzluk
- forge demirhane
- forgery sahte şey; taklit
- forgery sahte şey
- fork çatal
- form biçim; kalıp
- form biçim; kalıp; şekil
- form s─▒n─▒f
- form cins; çeşit; tarz; tür; usul
- formal biçimsel; resmi
- formality formalite; resmiyet
- former ├╢nceki
- formidable korkunç
- formula reçete; yemek tarifi
- fort hisar; kale
- forthright dürüst; içten; açık
- fortify kuvvetlendirmek
- fortress hisar; kale
- fortune şans
- fortune servet
- fossil fosil; taşıl
- foul iğrenç; çirkin
- found kurmak
- foundation kuruluş; tesis
- foundation temel
- fountain kaynak; pınar; çeşme
- four d├╢rt
- fourth mahalle; semt; çeyrek
- fox tilki
- foxy kurnaz; hilekâr
- fracture k─▒rma
- fragile zay─▒f
- fragile hafif
- fragrance g├╝zel koku
- frail zay─▒f
- frame iskelet; çatı
- frame çerçeve
- framework model; ├╢rnek
- framework çerçeve
- framing çerçeve
- frank açık; dürüst; içten
- fraternity kardeşlik
- fraud hile
- fraud doland─▒r─▒c─▒
- free serbest b─▒rakmak
- free serbest; ├╢zg├╝r
- free serbest; ├╢zg├╝r; bedava; paras─▒z
- freedom ├╢zg├╝rl├╝k
- freezing so─ƒuk
- freight navlun; y├╝k
- frenzy çılgınlık
- fresh ars─▒z; k├╝stah; y├╝zs├╝z
- fresh taze; temiz; yeni
- friction s├╝rt├╝nme
- friend arkadaş; dost
- friend m├╝ttefik
- friendly dostça
- fright korku
- frightful korkunç; dehşetli
- frigid so─ƒuk
- fringe kenar
- frivolity hoppal─▒k
- frock giysi
- frog kurba─ƒa; kara kurba─ƒa; otluba─ƒa; si─ƒilli kurba─ƒa
- front cephe; ├╢n taraf
- frost k─▒ra─ƒ─▒
- froth k├╢p├╝k
- fruitful verimli
- fruitless verimsiz; boş
- fuel yak─▒t
- fugitive kaçak; geçici
- fugitive kaçak; kaçkın; mülteci
- full b├╝t├╝n; tam; t├╝m
- full b├╝t├╝n; tam
- full dolu
- fume duman; buhar
- fun şaka
- function fonksiyon; niyet
- fund stok
- fundamental esasl─▒
- funeral defin; g├╢mme
- funnel huni
- funny acayip
- funny gülünç
- fur post
- furious ├╢fkeli
- furniture mobilya
- furrow karık; buruşuk
- further ilerletmek
- furthermore da; de; keza; bundan başka; dahi
- fury hiddet
- fury çılgınlık
- futile verimsiz; boş
- futile boş; boşuna
- future gelecek
- gab dedikodu
- gadget alet
- gag şaka
- gain kazanmak
- gain kazanç; kâr; yarar
- gain erişmek; ulaşmak; yetişmek; uzanmak; uzatmak
- gait gidiş
- gale f─▒rt─▒na
- gallant y├╝ksek
- gallantry cesaret; yi─ƒitlik
- gallery veranda
- game oyun
- game cesur
- gang takım; çete
- gap kesilme
- garage garaj
- garbage çöp; süprüntü
- garden bahçe; bostan
- garlic sarm─▒sak; sar─▒msak
- garment giysi
- gas benzin
- gate kap─▒
- gather toplamak; toplanmak
- gather bir araya getirmek; biriktirmek; toplamak; toplanmak
- gaunt zay─▒f
- gauze t├╝l
- gay neşeli; şen; keyifli
- gay neşeli; şen
- gazette gazete
- gear teçhizat
- gem m├╝cevher
- general genel
- general evrensel
- generate meydana getirmek; yaratmak; yapmak
- generation nesil
- generous c├╢mert
- genial sevimli
- genius yetenek
- genius usta
- genteel soylu
- gentle hafif
- genuine gerçek
- geography co─ƒrafya
- germ tohum
- germ tohum; mikrop
- gesture jest
- get getirmek; g├╢t├╝rmek
- ghost hortlak; ruh; cin
- giant dev
- giddy ak─▒ls─▒z
- gift arma─ƒan; hediye
- gift arma─ƒan; hediye; yetenek
- gigantic dev gibi
- gild kul├╝p; dernek; kurum
- gill solungaç
- ginger zencefil
- girdle korse
- girdle kemer
- girl k─▒z
- girl k─▒z; bayan
- glacial so─ƒuk
- glad sevinçli
- gladness sevinç
- glance bakış
- glaring göz kamaştırıcı; çok parlak
- glass bardak; cam
- gleam hafif ışık
- glimmer hafif ışık
- globe k├╝re; top
- globe d├╝nya; yery├╝z├╝
- gloomy karanl─▒k
- glorious m├╝kemmel; g├╢rkemli
- glorious g├╢rkemli
- glory şan; şöhret
- glossy ipekli; ipek gibi
- glove eldiven
- glowing parlak
- glue tutkal
- gnome c├╝ce
- go gitmek; seyahat etmek
- goat keçi animal
- gob denizci; gemici
- going ayr─▒lma; hareket
- gold alt─▒n
- golden alt─▒n
- gone geçmiş
- good sa─ƒlam
- good uslu; g├╝zel; iyi
- good g├╝zel; iyi
- good becerikli
- good faydal─▒
- goods eşya
- goose kaz animal
- gorge bo─ƒaz; g─▒rtlak
- gossip dedikodu
- gossip dedikodu; gevezelik
- gossip dedikodu etmek
- govern idare etmek; y├╢netmek
- government h├╝k├╝met
- governor vali
- gown c├╝ppe
- graceful zarif
- grade derece; s─▒n─▒f
- grade s─▒n─▒f
- grade derece; r├╝tbe; seviye
- grade yokuş
- gradient yokuş
- gradual derece derece
- grain tane; tohum
- grammar dilbilgisi
- grape ├╝z├╝m; asma plant
- grasp anlamak; kavramak
- grass ot; çayır; çimen; yeşil ot
- grate ─▒zgara
- grateful minnettar; müteşekkir
- grating ─▒zgara
- gratitude minnettarlık; şükran
- grave mezar; g├╢m├╝t
- gravel çakıl
- graveyard mezarl─▒k
- gravity a─ƒ─▒rl─▒k
- gravy sos
- grease kir; pislik
- greasy ya─ƒl─▒
- great b├╝y├╝k; kocaman; y├╝ksek
- great ├╢nemli
- great seçkin
- great h─▒rsl─▒
- greed h─▒rs
- green park
- green kıskanç
- green yeşil
- greet selamlamak
- grief elem; ac─▒; keder
- grill ─▒zgara
- grim keskin
- grime kir; pislik
- grin g├╝l├╝mseme; g├╝l├╝msemek
- grinder de─ƒirmen
- grip kulp; sap
- grip yakalamak
- gritty cesur
- groan inlemek
- groin dalgak─▒ran
- groom damat
- groove oluk; yiv
- gross temiz
- gross kal─▒n
- gross gelir
- ground dip; toprak; yer; yery├╝z├╝; zemin; ├╝lke
- ground dip; toprak; yer; yery├╝z├╝; zemin
- ground arka plan
- ground arsa; dip; toprak; yery├╝z├╝; neden; sebep
- groundless as─▒ls─▒z
- grounds ispat
- grounds avlu
- group grup
- grow yetiştirmek; büyütmek
- grow gelişmek
- growing büyüme; gelişme
- growth büyüme; gelişme
- grudge kin
- gruff aksi; huysuz
- gruff bo─ƒuk; k─▒s─▒k
- guarantee sağlamak; temin etmek; garanti etmek; sağlamlaştırmak
- guarantee garanti; teminat
- guarantor kefil
- guess tahmin
- guess farz etmek
- guess spek├╝lasyon
- guest konuk; misafir
- guidance nasihat; öğüt
- guide k─▒lavuz; rehber
- guide yol g├╢stermek
- guild kul├╝p; dernek; kurum
- guile hile
- guilt suç
- guilty suçlu
- gulf uçurum
- gulf k├╢rfez
- gullet bo─ƒaz; g─▒rtlak
- gum zamk; tutkal
- gun t├╝fek
- gut ba─ƒ─▒rsak
- gutter oluk
- guy herif
- habit adet; alışkanlık
- habitation konut
- hack k─▒ymak
- hack taksi
- hackneyed baya─ƒ─▒
- haggard zay─▒f
- hail dolu
- hair kıl; saç; tüy
- hale sa─ƒlam
- half yar─▒
- hall hol
- hall hol; koridor
- halo halka; ring; yüzük; çember
- halt durmak
- ham jambon
- hammer çekiç
- hand el
- hand el yaz─▒s─▒
- handicap yetersizlik
- handkerchief mendil
- handle kulp; sap
- handling tedavi
- handsome iyi; yakışıklı
- handsome c├╢mert
- happen olmak
- happening olay
- happiness mutluluk; saadet
- happy mutlu
- hard zahmetli
- hard ağır; güç; zor
- hardly ancak; sadece
- hardworking çalışkan
- harlot orospu; fahişe; pasaklı kadın
- harm zarar
- harm k├╢t├╝l├╝k; zarar; zarar vermek; yara
- harmful ters
- harmful zararl─▒
- harmless zarars─▒z
- harvest hasat; ├╝r├╝n
- haste acele
- hasten acele etmek
- hat şapka
- hate nefret etmek
- haughtiness gurur; kibir
- haul av
- have kabul etmek; almak
- have almak; kabul etmek
- have sahip olmak
- hawk atmaca; do─ƒan
- hay kuru ot; saman
- hazard şans
- hazard tehlike; riziko; risk
- hazardous tehlikeli
- haze pus
- hazy belirsiz
- hazy sisli; belirsiz
- head baş; kafa
- head ilerleme
- head ak─▒l; zihin
- head şef
- head başlık
- headache endişe; kaygı; tasa; üzüntü
- heading başlık
- heal iyileşmek; iyileştirmek
- health sa─ƒl─▒k
- healthy sa─ƒlam; sa─ƒl─▒kl─▒
- heap k├╝me; y─▒─ƒ─▒n
- hear duymak; dinlemek
- hear duymak
- hearing işitme
- hearsay dedikodu; s├╢ylenti
- heart merkez; orta
- heart g├╢n├╝l; kalp; y├╝rek
- hearth ocak
- heartless kalpsiz
- hearty candan; içten
- hearty dinç; sağlam
- heat s─▒cakl─▒k; ─▒s─▒
- heath fundalık; çalılık
- heaven g├╢k
- heavenly tanr─▒sal
- heavy ağır; güç
- heavy zahmetli
- heavy t─▒nlayan
- heed dikkat etmek
- heedless dikkatsizlik; düşüncesiz
- heel topuk
- heel ökçe
- height irtifa; tepe; y├╝kseklik
- height doruk; zirve
- height boy; endam
- heighten y├╝kseltmek
- helix helis
- helmet mi─ƒfer
- help yard─▒m
- help yard─▒m etmek
- helpful yard─▒mc─▒
- helpless çaresiz
- hemp kendir; kenevir; ot
- hen tavuk
- hence b├╢ylece
- her ona
- herd s├╝r├╝
- here burada
- hereafter gelecek
- hereditary kal─▒tsal
- heritage miras
- heritage miras; kal─▒t
- heroism cesaret; yi─ƒitlik
- hesitate duraksamak; teredd├╝t etmek
- hidden gizli
- hide deri
- hide gizlemek; saklanmak
- high y├╝ksek
- hill tepe
- him ona
- hinder engellemek
- hindrance engel
- hinge menteşe
- history tarih
- hit erişmek; ulaşmak; yetişmek; uzanmak; uzatmak
- hit darbe; vuruş
- hit çarpışma
- hitch engel
- hoarse bo─ƒuk; k─▒s─▒k
- hoax hile
- hoe çapa
- hog domuz animal
- hold korumak
- hold yer ay─▒rtmak
- hold dayanmak; durdurmak
- hold gecikme; tehir
- hold kulp; sap
- hold sahip olmak
- holder sahip
- holding mal; m├╝lk
- holiday tatil
- hollow boş
- hollow içi boş; oyuk
- holy kutsal
- home konut
- home ev; vatan; yurt
- home ev; aile
- honest d├╝r├╝st; namuslu
- honesty d├╝r├╝stl├╝k
- honey sevgili
- honey bal
- hood başlık
- hook kanca; çengel
- hooter baykuş
- hope ummak
- horizon ufuk
- horizontal yatay
- horn boynuz
- horn boynuz; borazan
- horn boynuz; klakson
- horrible dehşetli; korkunç
- horse eroin
- horse at; beygir; ayg─▒r animal
- hospitable konuksever
- hospital hastane
- hospitality konukseverlik
- host otelci
- hostel otel
- hostile düşmanca
- hostility h├╝cum; sald─▒r─▒
- hostility düşmanlık
- hotel otel
- hour saat
- house firma; şirket
- house ev; aile
- house yerleştirmek
- house ev
- household aile
- hovel kul├╝be
- how nas─▒l
- however yine de
- however nas─▒l
- hue renk tonu
- hug sar─▒lmak
- human birey
- humanity insanl─▒k
- humbug hile
- humdrum yeknesak
- hump kambur; çıkıntı; şiş
- hunch kuşku; şüphe
- hunger acıkmak; açlık
- hungry aç
- hunter avc─▒
- hunting avc─▒l─▒k
- hunting arama; araştırma
- hurl atma
- hurricane kas─▒rga
- hurry acele etmek
- hurry acele
- hurt k├╢t├╝l├╝k; zarar; zarar vermek; yara
- hurt incitmek; yaralamak
- hurt ac─▒; ac─▒mak; a─ƒr─▒
- hurt zarar
- husband koca
- husk kabuk; k─▒l─▒f
- husky bo─ƒuk; k─▒s─▒k
- hut kul├╝be
- hybrid melez
- hymn ilahi
- hypothesis spek├╝lasyon
- hypothesis varsay─▒m
- ice buz; dondurma
- icon suret; resim
- icy so─ƒuk
- idea düşünce; fikir; sanı; tahmin
- ideal ideal; m├╝kemmel
- identical ayn─▒
- identity kimlik; özdeşlik
- idiom deyim
- idiom Lehçe; lehçe
- idle boş; işsiz; aylak
- if e─ƒer; ise
- ignite tutuşturmak; ateşlemek
- ignition ateşleme
- ignominy rezalet; alçaklık; ayıp
- ignorance cehalet
- ill hasta
- illegitimate gayri meşru
- illness hastal─▒k
- illuminate ayd─▒nlatmak
- illusion hayal; kuruntu
- illustration ├╢rnek
- illustration resim
- illustrious ünlü; tanınmış
- image suret; resim
- imagination imgelem
- imagine farz etmek
- imitate benzetmek; taklit etmek
- imitation sahte
- imitation sahte şey; taklit
- imitation taklit
- imitation karikat├╝r
- immature genç
- immature ham
- immerse dald─▒rmak
- immigrant göçmen
- immoral sap─▒k; ters
- immortal ├╢l├╝ms├╝z
- immortal tanr─▒
- immovable sabit
- immunity bağışıklık; dokunulmazlık
- impartial tarafs─▒z
- impatient sab─▒rs─▒z
- impediment engel
- imperfect eksik
- impertinent ars─▒z; k├╝stah; y├╝zs├╝z
- impertinent k├╝stah
- implementation yerine getirme
- import ithal etmek
- import anlam
- importance ├╢nem
- important ├╢nemli; m├╝him
- important m├╝him; ├╢nemli
- impossible çekilmez
- impression bask─▒; bas─▒m
- impression etki; izlenim
- impressive etkili
- imprint bask─▒
- improve d├╝zeltmek
- impudent ars─▒z; k├╝stah; y├╝zs├╝z
- impulse kapris
- in içine
- inactive pasif
- inadequate yetersiz
- inane aptal
- inborn doğuştan
- incapable yeteneksiz
- incendiary kundakçı
- incense g├╝nl├╝k
- incident olay
- inclination e─ƒilim
- incline rampa
- include kapsamak
- income gelir; kazanç
- incoming antre; giriş
- incomplete eksik
- inconsiderate sayg─▒s─▒z
- inconvenience rahats─▒zl─▒k
- incorporate kapsamak
- incorrect yanlış; hatalı
- increase b├╝y├╝me
- increase artma
- increase artmak; büyümek; gelişmek
- incredible inan─▒lmaz
- increment artma
- increment b├╝y├╝me
- indecent yakışıksız
- indecisive karars─▒z
- indemnity tazminat
- indeterminate karanlık; anlaşılmaz
- index katalog
- index işaret parmağı
- indication belirti
- indictment suçlama
- indifferent ilgisiz; kay─▒ts─▒z
- indigenous yerli
- indirect dolayl─▒
- indiscreet boşboğaz
- indispensable zorunlu
- indistinct belirsiz
- individual bireysel
- individual birey
- individuality kimlik; özdeşlik
- indolent tembel
- indulgence delilik
- industrial s─▒nai
- industrious çalışkan
- inept beceriksiz
- inexpensive ucuz
- infamous ay─▒p; rezil
- infancy çocukluk
- infant bebek
- infect bulaştırmak
- infectious bulaşıcı
- infinite sonsuz
- infinite say─▒s─▒z
- influence etki
- inform bilgi vermek
- information bilgi; danışma; haber
- informer jurnalc─▒
- ingenious kurnaz
- ingenious becerikli
- ingenuous candan
- ingot külçe
- ingredient eleman; ├╢─ƒe
- inhabit ikamet etmek; oturmak
- inhabitant sakin
- inhale içine çekmek
- inheritance miras; kal─▒t
- inheritance kal─▒t; miras
- injure incitmek; yaralamak
- injure incitmek
- injurious zararl─▒
- injury yara; k├╢t├╝l├╝k; zarar; zarar vermek
- injustice adaletsizlik; haks─▒zl─▒k
- ink m├╝rekkep
- inn otel
- innate doğuştan
- inner dahili; iç
- innocence suçsuzluk
- innocent suçsuz
- innovation icat
- inquisitive merakl─▒
- insane deli
- insect b├╢cek
- inside iç
- insidious sinsi
- insinuation ima
- insolent k├╝stah; utanmaz
- inspection sınav; inceleme; araştırma
- inspector müfettiş
- installation tesisat
- instance ├╢rnek
- instance dava; durum
- instant an
- instinct içgüdü
- institute enstit├╝
- institute kurmak; tesis etmek
- instruct ders vermek
- instruction talimat; emir
- instructor ├╢─ƒretmen
- insufficient yetersiz; eksik
- insure sağlamak; temin etmek; garanti etmek; sağlamlaştırmak
- insurgent asi
- insurrection ayaklanma; isyan
- integrity birlik
- intellectual zihni
- intelligence haber
- intelligence ak─▒l
- intelligent ak─▒ll─▒; zeki
- intense keskin; sivri
- intense canl─▒
- intense kuvvetli
- intent meram; niyet
- intention meram; niyet
- interdict yasaklamak
- interest ilgi
- interest faiz
- interference engel
- interior iç; dahili
- intermediary arac─▒
- internal iç; dahili
- internal iç
- interpreter terc├╝man
- interrogate sorguya çekmek
- interrupt ara vermek
- interruption kesilme
- interval ara; aral─▒k
- intervene karışmak
- interview görüşme
- intimacy olay
- intimidate g├╢z├╝n├╝ korkutmak
- intolerable dayanılmaz; çekilmez
- intricate karışık
- intrigue entrika
- introduce tanıştırmak
- introduction giriş; başlangıç
- inundation tufan
- invalid geçersiz
- invalid sakat
- invent icat etmek
- invention icat
- inverse aksi; z─▒t
- inverse ters
- investigate incelemek
- investment yat─▒r─▒m
- invisible göze çarpmayan
- invisible g├╢r├╝nmez
- invitation davet; çağrı
- invite davet etmek; çağırmak
- invoice fatura; hesap
- involve istemek
- involved karışık
- involvement ilgi
- involvement olay
- inward içine
- iris süsen; eşek lalesi; iris plant
- iron demir
- irony taşlama; yergi
- irregular d├╝zensiz
- irresolute karars─▒z
- irresponsible sorumsuz
- irrigate sulamak
- irritable huysuz
- irritation kışkırtma
- island ada
- isolation ay─▒rma
- issue sorun
- issue sonuç; etki
- issue yay─▒n
- issue çıkış
- issue da─ƒ─▒t─▒m
- issue kazanç
- it o; onu
- itch kaşıntı
- item ayr─▒nt─▒
- ivory fildişi
- jacket ceket
- jade orospu
- jag diş; sivri uç
- jail tutukevi
- jam reçel; marmelat
- janitor kap─▒c─▒
- jar sarsma
- javelin cirit
- jaw çene
- jealous kıskanç
- jeer alay
- jejune genç; gençliğe özgü
- jerk silkme; sarsma
- jest şaka
- jetty dalgak─▒ran
- jewel m├╝cevher
- job görev; iş; meslek; meşguliyet
- job görev; iş; ödev
- job sorun
- jockey cokey
- join bağlamak; birleşmek; birleştirmek
- joint eklem
- joke şaka yapmak
- joke şaka
- jolly neşeli; şen; keyifli
- jolt sarsma
- jolt sarsma; silkme
- journal g├╝nl├╝k
- journey yolculuk
- joy sevinç
- joyful sevinçli
- judge yargıç
- jug testi
- juice ├╢zsu
- juicy şehvetli
- jumble karışıklık
- jump atlama
- jump atlamak; sıçramak
- juncture f─▒rsat
- junk enkaz; y─▒k─▒nt─▒; d├╢k├╝nt├╝
- junk eroin
- just tam
- just ancak; sadece
- just ancak; sadece; yaln─▒z
- just adil; d├╝r├╝st
- just adil
- justice yargıç
- justice adalet
- justice adalet; hak
- justify haklı çıkarmak
- juvenile genç; gençliğe özgü
- keel gemi omurgas─▒
- keen keskin; sert; sivri
- keep devam etmek
- keep korumak
- keep geçim
- keeper bakıcı; bekçi
- key kilogram
- key esasl─▒
- key anahtar; açkı
- keyboard klavye
- kick tekmelemek
- kid çocuk
- kidney b├╢brek
- kill ├╢ld├╝rmek
- kind cins; çeşit; tarz; tür; usul
- king kral
- kingdom krall─▒k
- kiss ├╢pmek
- kite uçurtma
- knee diz
- knife çakı
- knight şövalye
- knock darbe
- knot düğüm
- knotty karışık
- knowing kasti
- knowledge bilgi
- laboratory laboratuvar
- laborious yorucu; zahmetli
- labyrinth labirent
- lack eksiklik; yokluk
- lad o─ƒlan
- lad adam; herif
- ladder merdiven
- ladle kepçe
- lady bayan; han─▒m
- lake g├╢l
- lamb kuzu
- lamp lamba
- lance karg─▒; m─▒zrak
- land toprak; yer; ├╝lke; dip; yery├╝z├╝; zemin
- land toprak; yer
- land toprak; ├╝lke; k─▒r
- land millet; ulus
- land alan
- land karaya çıkarmak; karaya çıkmak
- land toprak; ├╝lke
- landscape manzara
- landslide heyelan; toprak kaymas─▒
- language dil
- language dil; hitabe; konuşma; söylev; söz
- lantern fener
- large b├╝y├╝k; kocaman
- larva kurtçuk
- lash kirpik
- lass k─▒z
- last kati; kesin
- last geçen
- lasting dayan─▒kl─▒; sa─ƒlam
- lasting dayan─▒kl─▒; s├╝rekli
- late geç
- lathe torna tezgâhı
- laugh şaka
- launch kurmak
- lavatory tuvalet
- law zab─▒ta
- law kanun; yasa; adalet; hukuk
- lawyer avukat
- lay koymak
- layer tabaka
- laziness tembellik
- lazy tembel
- lead kurşun
- lead yol g├╢stermek
- leader k─▒lavuz; lider; ├╢nder
- leaflet broşür
- lean ya─ƒs─▒z; zay─▒f
- leaning e─ƒilim
- leap atlama
- leave izin; m├╝saade
- leave kalkmak
- leave ayr─▒lma
- leave r─▒za
- leaven maya
- leaving ayr─▒lma; hareket
- lecture konferans; konuşma
- leech s├╝l├╝k animal
- left sol; solda
- leg ayak; bacak
- legacy miras
- legend efsane
- legislation yasama
- lemon limon
- length m├╝ddet; s├╝re
- length m├╝ddet; s├╝re; uzunluk
- lengthen uzatmak
- leprosy c├╝zam
- lesion yara
- less daha; daha çok
- lessen azaltmak
- lesson ders
- let izin vermek
- letter mektup
- lettuce salata; k─▒v─▒rc─▒k salata plant
- level seviye; derece; r├╝tbe
- level derece; seviye; s─▒n─▒f
- level d├╝z
- level kat
- liability sorumluluk; borç
- liability borç
- liaison olay
- liar yalanc─▒
- liberal c├╢mert
- liberal erkinci; liberal
- liberate serbest b─▒rakmak
- liberty ├╢zerklik
- liberty ├╢zg├╝rl├╝k
- library k├╝t├╝phane
- lick yalamak
- lid kapak
- lid şapka
- lieutenant vekil
- life ├╢m├╝r
- life canl─▒l─▒k
- life biyografi
- lifetime ├╢m├╝r
- lift y├╝kseltmek; kald─▒rmak
- light ayd─▒nlatmak
- light hafif
- lighting ayd─▒nlatma
- lightning şimşek
- like benzer; eşit
- like sevmek
- like benzer
- likely galiba; muhtemel
- likely muhtemel; galiba
- likeness benzerlik
- likewise da; de; keza; bundan başka; dahi
- lime kireç
- limit s─▒n─▒rland─▒rmak
- limitation s─▒n─▒rlama; k─▒s─▒tlama
- limpid açık; berrak
- line ezgi; melodi
- line buruşuk; karık
- line hat; hiza; satır; sıra; çizgi
- line nesil; soy
- line çizmek
- line kablo
- line görev; iş; meslek; meşguliyet
- line hat
- lineage nesil; soy
- link ba─ƒ; ba─ƒlant─▒
- lion aslan animal
- lip kenar
- liquid ak─▒c─▒; s─▒v─▒
- liquid s─▒v─▒
- list liste
- listen dinlemek
- listing liste
- literal bask─▒ hatas─▒
- little k─▒sa
- little az
- little küçük
- live canl─▒; diri; sa─ƒ
- live ikamet etmek; oturmak
- live yaşamak
- livelihood geçim
- lively canl─▒
- liver karaci─ƒer
- living canl─▒; diri; sa─ƒ
- living canl─▒l─▒k
- living geçim
- load y├╝k
- loading y├╝k
- loam geren; balçık; salsal; mil
- loathsome tiksindirici
- lobster ─▒stakoz animal
- local y├╢resel
- locality komşuluk; çevre
- location mevki; yer
- lock kapamak; kapanmak; kilitlemek
- locomotive lokomotif
- lofty y├╝ksek
- logic mant─▒k
- loin bel
- lone yaln─▒z; ─▒ss─▒z
- lone yalnız; ıssız; biricik; tek; tek başına
- loneliness yaln─▒zl─▒k
- lonely yaln─▒z; ─▒ss─▒z
- lonesome biricik; yalnız; tek; tek başına; ıssız
- long uzun
- look bakış
- look beklemek
- look benzemek
- lookout manzara
- loose serbest b─▒rakmak
- loose gevşek
- loosen gevşetmek
- loot ya─ƒma etmek
- loot ganimet
- lose yitirmek
- loss hasar; kay─▒p; zarar
- lot tak─▒m
- lottery piyango
- lotus nilüfer çiçeği plant
- lounge divan; kanepe
- love aşk; sevgi
- love sevgili
- love sevmek
- lovely hoş; sevimli
- low sefil
- low adi; alçak
- lower alçaltmak; indirmek; inmek
- loyal sad─▒k
- loyalty sadakat
- loyalty sadakat; ba─ƒl─▒l─▒k
- lozenge hap; tablet
- lubricate ya─ƒlamak
- lucid açık; berrak
- lucidity açıklık
- luck şans
- lucky şanslı
- ludicrous gülünç; anlamsız
- luggage bagaj; yolcu eşyası
- lumber kereste
- luminous parlak
- lump topak
- lunacy delilik
- lunatic deli
- lunch ├╢─ƒle yeme─ƒi
- luscious şehvetli
- luscious nefis; lezzetli
- lust şehvet
- lusty dinç; sağlam
- luxurious l├╝ks
- machine otomobil; araba
- machinist makinist
- mad deli
- madness delilik
- madness hiddet
- magazine dergi
- maggot kurtçuk; sürfe
- magic b├╝y├╝
- magic hayal; kuruntu
- magician b├╝y├╝c├╝; sihirbaz
- magnetic manyetik
- magnificent g├╢rkemli
- magnify b├╝y├╝tmek
- magnitude boy; b├╝y├╝kl├╝k
- maid hizmetçi kız
- mail posta
- main esas
- maintain korumak
- majestic y├╝ksek
- majority çoğunluk
- make sa─ƒlamak; yapmak; yaratmak; meydana getirmek
- make yapmak; ├╝retmek
- make erişmek; ulaşmak; yetişmek; uzanmak; uzatmak
- make yapmak
- make kurmak; yapmak
- make marka
- malice k├╢t├╝l├╝k; muziplik
- malicious k├╢t├╝ niyetli
- mammoth dev gibi
- mammoth mamut animal
- man insanl─▒k
- man erkek
- management y├╢netim
- manager m├╝d├╝r
- mandate manda
- manger yemlik
- mania mani
- manifest belli; açık; basit; sade
- mankind insanl─▒k
- manner tavır; tarz; usul; şekil
- mantle perde
- manual elkitab─▒
- manufacture imal
- manufacture imal etmek; yapmak
- manufacturer prod├╝kt├╢r; ├╝retici
- manure g├╝bre
- maple akçaağaç; isfendan plant
- marble mermer
- margin kenar
- mark marka; işaret
- mark işaret; belirti; iz
- marker marka; işaret
- market pazar; çarşı
- marking marka; işaret
- maroon kestane rengi
- marriage evlenme
- marriage evlilik
- married evli
- marrow ilik
- marry evlenmek
- marsh batak; batakl─▒k
- marvel mucize; harika; tans─▒k
- masculine erkek
- mash ezmek
- mask maske
- massacre katliam; k─▒r─▒m
- massage masaj
- massage masaj yapmak
- mast direk
- master efendi; patron; sahip
- master usta
- master orijinal
- masterpiece şaheser
- mastery egemenlik
- matchless eşsiz
- mate eş
- material malzeme; madde; kumaş
- material maddi; ├╢zdeksel
- material madde; kumaş
- matrimony evlilik
- matter cevher; madde; ├╢z; ├╢zdek; konu
- matter iş; konu; mesele; olay
- mattress şilte
- mature ergin
- maximum maksimum
- maximum azami; en çok
- maybe belki
- maze labirent
- me beni
- meal yemek; öğün
- mean cimri; hasis
- mean ortalama olarak
- mean orta
- meaning anlam
- measure ölçek; ölçü; standart
- measure tedbir; ölçü
- measure ölçmek
- mechanic makinist
- mechanical mekanik
- mechanism mekanizma
- medal madalya
- mediator arac─▒
- medicine ilaç; hekimlik
- medicine hekimlik; ilaç
- meet karşılaşmak; buluşmak; toplanmak
- meeting karşılaşma
- meeting toplant─▒
- melancholy melankoli
- melody ezgi; melodi
- member organ; uzuv; ├╝ye
- member organ; uzuv
- member kamış; penis
- memorial abide; an─▒t
- memory hat─▒r; bellek
- menace g├╢zda─ƒ─▒
- mending onar─▒m; tamir
- mentality düşünüş; zihniyet
- menu men├╝; yemek listesi
- mercenary ├╝cretli asker
- merchandise mal
- merciful merhametli
- mercury c─▒va
- mere yaln─▒z
- merely ancak; sadece; yaln─▒z
- meridian boylam
- merit yararl─▒k
- merry neşeli; şen; keyifli
- mesh ağ; şebeke
- mess d├╝zensizlik
- message haber
- messenger ulak
- metal alaşım
- metal maden
- method y├╢ntem
- metropolis başkent; şehir
- middle orta; merkez
- midget minicik
- mien tavır; çehre
- might güç; kudret
- mild yumuşak
- mildew k├╝f
- military askeri
- mill fabrika
- mill de─ƒirmen
- million milyon
- mimic taklit etmek
- mind ak─▒l; zihin
- mind dikkat etmek
- mine maden oca─ƒ─▒
- miner maden işçisi
- mineral maden; mineral
- minimum minimum
- mining madencilik
- minister papaz
- minister bakan
- ministry bakanl─▒k
- minor çocuk
- minor az; önemsiz; küçük
- minority az─▒nl─▒k
- mint nane
- minute dakika
- minute an
- miracle harika; mucize
- mire batak; batakl─▒k
- mirror ayna
- miscarriage düşük; çocuk düşürme
- miscellaneous muhtelif; çeşitli; çok yönlü
- mischievous yaramaz
- miserable mutsuz; zavall─▒
- miserable perişan; sefil
- miserable az; yoksul
- miserly cimri; hasis
- misery sefalet
- misfortune kaza
- mishap kaza; talihsizlik
- miss kaçırmak
- miss bayan; k─▒z
- mission g├╢rev; misyon
- mistake hata; yanlışlık
- misty sisli; belirsiz
- mite sak─▒rga; kene; akar animal
- mitigate azaltmak; yatıştırmak
- mix karıştırmak
- mixture karışım
- moan inlemek
- mob takım; çete
- mockery alay
- mode tarz; usul; şekil
- model model; ├╢rnek
- moderate azaltmak; hafifletmek; yatıştırmak; yumuşatmak
- modern modern; çağcıl; çağdaş
- modest az; önemsiz; küçük
- modest namuslu
- modification değişim; değişme; değişiklik
- moist nemli; ıslak; yaş
- mole k├╢stebek
- mole dalgak─▒ran
- moment an
- momentary geçici; kaçak
- monarch kral
- money para
- monk keşiş
- monkey maymun
- monopoly tekel
- monotonous yeknesak
- monster canavar
- month ay
- monthly ayl─▒k
- monument abide; an─▒t
- mood mizaç
- moody somurtkan; huysuz
- moon ay; kamer; mah
- moon ay ışığı; mehtap
- moonlight ay ışığı; mehtap
- moral ahlaki; manevi
- morbid hasta
- mordant keskin
- more daha; daha çok
- moreover bundan başka; de; keza; dahi
- morning sabah
- morning tan; şafak
- morose somurtkan; huysuz
- mortal birey
- mortal ├╢l├╝ml├╝; ├╢ld├╝r├╝c├╝; ├╢l├╝mc├╝l
- mortal ├╢l├╝mc├╝l; ├╢ld├╝r├╝c├╝
- mortar havan
- mortify alçaltmak
- mosquito sivrisinek; sivri sinek animal
- most az daha
- mother ana; anne
- motion devinim; hareket
- motion devinim; hareket; k─▒m─▒ldanma
- motivation g├╝d├╝
- motive g├╝d├╝
- motor motor
- motto vecize; slogan
- mound k├╝me; y─▒─ƒ─▒n
- mount da─ƒ
- mountain da─ƒ
- mountaineer da─ƒc─▒
- mourn yas tutmak
- mourning yas
- mouth a─ƒ─▒z
- move hareket etmek; hareket ettirmek; k─▒m─▒ldamak; k─▒m─▒ldatmak
- move hareket etmek; hareket ettirmek; k─▒m─▒ldamak; k─▒m─▒ldatmak; gitmek; seyahat etmek
- move hareket; k─▒m─▒ldanma
- movement hareket; k─▒m─▒ldanma
- movement hareket; devinim
- much çokça
- muck g├╝bre
- mucus balgam; s├╝m├╝k
- mud çamur
- muddle karışıklık
- muddy çamurlu
- muddy kirli
- mule kat─▒r; ester; bardo animal
- multitude kalabal─▒k
- murder ├╢ld├╝rmek
- murder cinayet; adam ├╢ld├╝rme
- murky karanl─▒k
- muscle kas
- mushroom mantar; f├╝tr
- music m├╝zik
- musical m├╝ziksever
- musician çalgıcı; müzisyen
- muss d├╝zensizlik
- mutual ortak
- mutual karşılıklı; ortak
- mysterious esrarengiz; gizemli
- mystery gizem; s─▒r; bilmece
- myth efsane
- nail mıh; tırnak; çivi
- nail çivilemek
- naive b├╢n; saf
- naked açık; çıplak
- name ad; isim
- nameless ads─▒z
- napkin peçete
- narcotic uyuşturucu
- narrow az; önemsiz; küçük
- narrow dar; s─▒k─▒
- nasty iğrenç; çirkin
- nation millet; ulus
- national ulusal
- nationality vatandaşlık
- native yerli
- native doğuştan
- natural do─ƒal
- natural ham; çiğ
- nature do─ƒa; tabiat
- naughty yaramaz
- nausea mide bulant─▒s─▒
- nay de─ƒil
- near az daha
- nearly az daha
- necessary gerekli
- neck boyun; bo─ƒaz
- necklace gerdanl─▒k; kolye
- need g├╝d├╝
- need ihtiyaç
- need istemek
- needle i─ƒne
- negative negatif; olumsuz
- neglect ihmal; kay─▒ts─▒zl─▒k
- negligence ihmal; kay─▒ts─▒zl─▒k
- negotiation görüşme
- nephew erkek ye─ƒen
- nerve sinir
- nervous sinirli; korkak
- nest yuva
- net şebeke; ağ
- net kazanç; kâr
- net şebeke
- network şebeke
- neutral n├╢tr; tarafs─▒z
- never asla
- nevertheless yine de
- new yeni
- news haber
- newspaper gazete
- next ertesi; aşağıdaki
- nib gaga
- nibble kemirmek
- nice hoş
- nicety incelik
- niche h├╝cre
- nickel nikel
- nickname lakap; takma ad
- niece k─▒z ye─ƒen
- night gece
- nimble atik; çevik
- nine dokuz
- nipper çocuk
- nipple meme başı
- no hiç
- no de─ƒil
- nobility soyluluk; aristokrasi
- noble soylu
- noble ulu
- node düğüm
- noisome iğrenç
- nomad göçebe
- none hiç
- nook köşe
- noose ilmik
- norm ortalama
- norm d├╝zg├╝; norm; ├╢rnek
- normal normal
- north kuzey
- nose burun
- not de─ƒil
- notable ünlü; tanınmış
- notation not; nota
- notch çentik
- note not; nota
- notebook not defteri
- noted ünlü; tanınmış
- nothing s─▒f─▒r
- notice ilan
- notice afiş; levha
- notion fikir; san─▒; etki; izlenim
- notorious ay─▒p; rezil
- notwithstanding yine de
- nourish beslemek
- nourishment beslenme; besin
- novelty yenilik
- now şimdi
- noxious zararl─▒
- nucleus çekirdek
- nude çıplak; açık
- null geçersiz
- null s─▒f─▒r
- number say─▒
- numeral say─▒
- numerous pek çok
- nun rahibe
- nurse dad─▒
- nurse hemşire
- nutrition beslenme; besin
- oar k├╝rek
- oath ant
- obedience itaat
- obedient itaatli
- object amaç; hedef; niyet
- object şey; nesne
- objection itiraz
- objective nesnel; objektif
- objective amaç; niyet; hedef
- objective gerçek; nesnel
- obligation borç; yüküm
- oblique e─ƒik
- oblique dolayl─▒
- obliterate silmek
- obscene açık saçık; müstehcen; iğrenç; tiksindirici
- obscure karanlık; belirsiz; anlaşılmaz
- observance g├╢zlem
- observance t├╢ren
- observation g├╢zlem
- obsolete eskimiş
- obstacle engel
- obstinate dik başlı; inatçı
- obstruction engel
- obvious göze çarpan
- obvious apaçık; besbelli
- occasion f─▒rsat
- occult gizli; sakl─▒
- occupation iş; meslek; meşguliyet; görev
- occur olmak
- occurrence olay
- ocean okyanus
- odd acayip
- odds ihtimal; olas─▒l─▒k
- offer teklif
- offer sunmak
- offering teklif
- office g├╢rev; hizmet; memuriyet; ofis; yaz─▒hane; b├╝ro
- officer polis memuru
- official resmi
- offset başlangıç
- oil ya─ƒ
- oily ya─ƒl─▒
- ointment merhem
- old eski
- olive zeytin
- once ├╢nceki
- one eşsiz
- onion so─ƒan plant
- only ancak; yaln─▒z; sadece
- only yaln─▒z
- only biricik; yalnız; tek; tek başına; ıssız
- onset sald─▒r─▒; h├╝cum; n├╢bet
- opaque karanlık; anlaşılmaz
- open açık
- open açmak
- opening açılış
- opening açılış; açma; açıklık; delik
- opinion etki; izlenim
- opinion fikir
- opponent has─▒m
- opponent düşman
- opportunity fırsat; şans
- opposite has─▒m
- opposite aksi; z─▒t
- opposite karşıt; ters; zıt
- opposition has─▒m
- opposition düşman
- opposition muhalefet
- oppression bask─▒; zul├╝m
- or veya
- oracle peygamber
- oral s├╢zl├╝
- orange portakal
- orb k├╝re; top
- orbit alan; k├╝re
- orbit y├╢r├╝nge
- order kul├╝p; dernek; kurum
- order d├╝zenlemek; emir vermek
- order sipariş; emir
- order emir; d├╝zen
- order karar
- ordinance emir
- organic organik
- orientation tercih
- orifice delik
- origin as─▒l; kaynak; k├╢ken; soy; nesil
- origin k├╢ken; as─▒l; kaynak; soy
- original orijinal; ilk
- original orijinal
- ornament s├╝s
- orphan yetim; ├╢ks├╝z
- other di─ƒer
- otherwise aksi takdirde; yoksa
- our bizim
- outbreak baş gösterme; çıkma
- outcome sonuç
- outcome sonuç; etki
- outcry haykırış; çığlık; ses
- outlaw cani; suçlu
- outlay masraf; harcama
- outlet çıkış
- outline taslak
- outline çizmek
- outlook düşünüş; zihniyet
- outlook manzara
- output ├╝r├╝n
- outset başlangıç
- outside dış; dış görünüş
- outside dışarıda
- outside dış
- outspoken dürüst; içten; açık
- outstanding ├╢nemli
- outstanding göze çarpan
- oval elips
- oven f─▒r─▒n
- overcoat palto
- overseer m├╝d├╝r; y├╢netici
- overture prel├╝d
- overturn devirmek
- owe borçlu olmak
- owl baykuş
- own kendi; ├╢zel
- own sahip olmak
- ownership mal
- pace ad─▒m
- pack grup
- pack takım; çete
- pack kalabal─▒k
- pack k├╢pek s├╝r├╝s├╝
- package paket
- packet paket
- packing ambalaj
- pact antlaşma; pakt; sözleşme
- pagan dinsiz
- page sayfa
- paid kazançlı
- pail kova
- pain ac─▒; a─ƒr─▒; dert; ─▒st─▒rap
- painful iğrenç; korkunç
- paint boya
- paint boyamak
- painter ressam
- painting resim; tablo
- palace saray
- palate damak
- pale solgun
- pall perde
- pallid solgun
- palm madalya
- palm palmiye plant
- palsy felç
- pamphlet broşür
- pan tava
- panel pano
- panic panik
- panorama görüş; manzara
- panther jaguar animal
- pap meme başı
- paper kâğıt
- paper gazete
- paradise cennet
- paragraph bent; f─▒kra; paragraf
- parallel koşut; paralel
- parasite asalak; parazit
- parcel paket
- pardon affetmek
- parenthesis ayraç
- parish cemaat
- park park
- parliament parlamento
- parrot papa─ƒan animal
- part rol
- part hisse; pay; parça
- part b├╢lge
- part ay─▒rmak; ayr─▒lmak
- part b├╢l├╝m; daire; k─▒s─▒m
- participate kat─▒lmak
- particularly ├╢zellikle
- parting ayr─▒lma
- partner eş; ortak
- party parti
- pass olmak
- passage koridor
- passenger yolcu
- passion h─▒rs; ihtiras; tutku
- passionate ateşli
- passive pasif
- paste macun
- pasture mera; otlak
- patch leke
- patent patent
- patent açık; belli; basit; sade
- path patika
- pathetic az; yoksul
- patient sab─▒rl─▒
- patrol devriye
- patronage yard─▒m
- pattern alışkanlık; uygulama
- pattern model; ├╢rnek
- pavement yaya kald─▒r─▒m─▒
- paw el
- pawn rehin
- pay ücret; aylık; maaş
- payment ├╢deme
- peace barış
- peaceful rahat
- peach şeftali
- peak zirve; doruk; tepe
- peak zirve
- peak zirve; doruk
- pear armut
- pearl inci
- peasant k├╢yl├╝
- peculiar acayip
- peculiarity ├╢zellik
- pedestal kaide
- pedestrian yaya
- pedigree nesil; soy
- peevish huysuz
- pelt post
- pelt deri
- pen cezaevi; hapishane
- penalty ceza
- pendant avize
- penetrate n├╝fuz etmek
- penis kamış; penis
- penitentiary cezaevi; hapishane
- pension emekli ayl─▒─ƒ─▒; pansiyon
- people insanlar
- people ikamet etmek; oturmak
- pepper biber; karabiber
- pepper k─▒rm─▒z─▒biber plant
- perchance belki
- perfect temiz
- perfect kusursuz; m├╝kemmel
- perfection bitirme; tamamlama
- perfidious hain
- perfidy hainlik; ihanet
- perforate delmek
- perform yapmak
- performance yerine getirme
- perfume parf├╝m
- perfume g├╝zel koku
- perhaps belki
- peril tehlike; risk; riziko
- period aybaşı
- period aybaşı; devir
- periodical dergi
- periphery kenar
- permanent s├╝rekli; dayan─▒kl─▒
- permeate n├╝fuz etmek
- permission izin
- permit izin vermek
- perpendicular dikey; düşey
- perpetual dayan─▒kl─▒; s├╝rekli; aral─▒ks─▒z
- perpetual aral─▒ks─▒z; s├╝rekli
- perpetuity ebediyet
- perplexity karışıklık; şaşkınlık
- person birey
- personal ├╢zel
- personnel personel
- perspective perspektif
- perspiration ter
- persuasion fikir
- pert k├╝stah
- pertinent ilgili; uygun
- perverse sap─▒k; ters
- pet sevgili
- petulant huysuz
- phantom görünüş
- pharmacy eczane
- phase safha
- phenomenon fenomen
- philosophy felsefe; ├╢─ƒreti
- philosophy felsefe
- phone telefon
- phone telefon etmek; seslenmek
- photo foto─ƒraf
- photograph foto─ƒraf
- phrase deyim
- physical fiziksel
- physician doktor; hekim
- pick devşirmek; toplamak
- picket kaz─▒k
- picnic piknik
- picture resim; tablo
- picture resim; suret
- picture canland─▒rmak
- piece dilim
- piece parça; bölüm
- piece m├╝ddet; s├╝re
- piercing keskin
- pig domuz animal
- pigeon g├╝vercin; kumru
- pile k├╝me; y─▒─ƒ─▒n
- pilfer aşırmak; çalmak
- pilgrim hac─▒
- pill hap; tablet
- pillage ya─ƒma etmek
- pillage ganimet
- pillar direk
- pillar direk; s├╝tun
- pillow yast─▒k
- pilot pilot
- pimple sivilce
- pin i─ƒne; toplui─ƒne
- pinch tutuklama
- pinch çimdiklemek
- pinch aşırmak
- pine çam ağacı
- pinnacle doruk; zirve
- pioneer ├╢nc├╝
- pious dindar
- pipe boru; t├╝p
- pipe boru
- piping boru
- pirate korsan
- piss idrar; sidik
- piss işemek
- pit taş ocağı
- pit tuzak
- pitch e─ƒim
- pitiable az; yoksul
- pitiful az; yoksul
- pity ac─▒mak
- placard afiş; levha
- place yer
- place memuriyet; yer; durum; duruş
- place yer; meydan
- place ev; vatan; yurt
- place koymak
- placid uysal; yumuşak; sakin
- plague rahats─▒z etmek
- plague veba
- plain basit; sade; açık; belli
- plain saf
- plain ova
- plait plise
- plait saç örgüsü
- plan taslak
- plan tasarlamak
- plane tayyare; uçak
- plane rendelemek
- plane d├╝z
- plant bitki
- plant fabrika
- plastic plastik
- plate tabak
- plateau yayla
- platform k├╝rs├╝
- plausible galiba
- play kumar oynamak
- play oyun
- player çalgıcı; müzisyen
- player oyuncu
- player akt├╢r
- plea rica
- pleasant hoş
- please sevindirmek
- pleasure haz; keyif; memnuniyet; zevk
- pleat plise
- pledge rehin
- plenty bolluk
- pliable esnek
- pliant esnek
- plug tapa; tıkaç
- plum erik
- plume t├╝y
- plunder ganimet
- plunder ya─ƒma etmek
- plus art─▒
- pocket cep
- poem şiir
- poetry nazım; şiir
- point nokta; benek
- point ayr─▒nt─▒
- point nokta
- poise denge
- poison zehir
- poison zehirlemek
- poke torba; çuval
- pole direk; kaz─▒k
- police zab─▒ta
- policy politika; siyaset
- polite soylu
- polite kibar; nazik
- politician politikac─▒
- politics politika; siyaset
- pollute kirletmek
- pomp tantana
- pond havuz
- pony midilli; poney animal
- pool su birikintisi
- pool havuz
- poor az; yoksul
- popular pop├╝ler
- population n├╝fus
- pore g├╢zenek
- pork domuz eti
- port liman
- portable portatif
- portal kap─▒
- porter kap─▒c─▒
- portion pay; porsiyon
- portion hisse; pay; parça
- portrait portre
- pose koymak
- position durum; duruş; memuriyet; yer; davranış
- position perspektif
- position durum; memuriyet; yer; duruş
- position durum; duruş; memuriyet; yer
- position koymak
- positive olumlu; pozitif
- possess sahip olmak
- possession mal
- possibility varsay─▒m
- possibility olanak
- possible muhtemel; m├╝mk├╝n
- possibly belki
- post posta
- post kaz─▒k
- post memuriyet
- poster afiş; levha
- postponement gecikme; tehir
- postponement tehir
- postscript ek; ilave
- posture duruş
- posture duruş; davranış
- pot kap
- potato patates
- potency güç; kuvvet; kudret; takat; tesir
- potency potansiyel
- potency güç; kudret; kuvvet
- potent güçlü; kuvvetli; etkili
- potential potansiyel
- pouch kese
- pour d├╢kmek
- poverty yoksulluk
- powder pudra; toz
- powder barut; toz
- power yetenek
- power güç; kuvvet; kudret; takat; tesir
- power güç; kudret
- powerful kuvvetli
- powerless kuvvetsiz
- practicable yap─▒labilir
- practical kullanışlı; pratik
- praise ├╢vg├╝
- praise ├╢vmek
- prank şaka
- pray dua etmek
- prayer dua
- preamble başlangıç; önsöz
- precarious tehlikeli
- precaution ihtiyat
- precedence ├╝st├╝nl├╝k
- precedence ├╝st├╝nl├╝k; ├╢ncelik
- precept y├╢nerge
- precinct b├╢lge
- precious de─ƒerli
- precipice uçurum
- precipitate tortu; yağış
- precise kesin; tam
- precise tam
- precisely tam
- precision do─ƒruluk; kesinlik
- preclude engellemek; ├╢nlemek
- preface ├╢ns├╢z
- prefer tercih etmek
- preference tercih; e─ƒilim
- preference tercih
- pregnant gebe
- prejudice ├╢nyarg─▒
- preliminary prel├╝d
- prelude prel├╝d
- premium prim
- premonition ├╢nsezi
- preparation haz─▒rl─▒k
- preposterous anlamsız; gülünç
- prerogative ayr─▒cal─▒k; imtiyaz
- prescription reçete
- presence tavır; çehre
- presence varl─▒k
- present hediye
- present tanıştırmak
- present takdim etmek; tanıştırmak; görünmek; gözükmek
- preserve korumak; saklamak
- president başkan
- press basmak; sıkmak; sıkıştırmak
- press giysi dolab─▒
- pressure baskı; basınç
- prestige prestij
- presumption k├╝stahl─▒k
- presumption tahmin
- pretend taslamak; yalandan yapmak
- pretty güzel; hoş
- prevent engellemek; ├╢nlemek
- prickle diken
- pride gurur; kibir
- priest papaz; rahip
- primary esas
- primitive basit; ilkel
- prince prens
- princess prenses
- principal esas
- principle y├╢nerge
- principle ilke
- print basmak
- printer matbaac─▒
- priority ├╢ncelik
- priority ├╝st├╝nl├╝k
- prison hapishane
- private kişisel; özel
- private bireysel
- privilege ayr─▒cal─▒k; imtiyaz
- privy tuvalet
- prize ganimet
- probability ihtimal; olas─▒l─▒k
- probable galiba
- probe sonda
- problem sorun
- procedure işlem; yöntem
- proceed devam etmek
- proceeds kazanç
- process işlem; yöntem
- proclamation bildiri
- prodigal tutumsuz
- prodigal m├╝srif
- prodigious fevkalade
- produce yapmak; ├╝retmek
- producer prod├╝kt├╢r; ├╝retici
- product ├╝r├╝n
- product mal
- production ├╝retim
- production ├╝retim; imal
- production ├╝r├╝n
- productive verimli
- profession meslek
- proficient becerikli
- profile profil
- profit kazanç; kâr
- profitable kazançlı
- profligate tutumsuz
- profligate ahlaks─▒z
- progress ilerleme
- progression ilerleme
- progressive erkinci; liberal
- progressive ilerici
- prohibition yasak
- project proje; tasar─▒
- project tasar─▒; proje
- projection tasar─▒; proje
- projection izdüşüm; projeksiyon
- prolific verimli
- prologue giriş; önsöz
- prominence çıkıntı; şiş; kambur
- prominent göze çarpan
- promise s├╢z; s├╢z vermek; vaat
- promote ilerletmek
- promotion reklâm
- promotion terfi
- pronounce telaffuz etmek
- pronunciation söyleniş; telaffuz
- proof ispat; kan─▒t; delil; deneme
- proper uygun; do─ƒru
- proper uygun
- property ├╢zellik; nitelik
- property mal; m├╝lk
- property ├╢zellik
- prophecy kehanet
- prophet kâhin; peygamber
- propitious elverişli; uygun
- proportion oran
- proportion boyut; ölçü
- propriety uygunluk
- prose d├╝zyaz─▒; nesir
- prospect manzara; görüş
- prospect manzara
- prospect aday
- prosperity refah
- prosperous başarılı
- prostitute orospu; fahişe; pasaklı kadın
- protect korumak; saklamak
- protection bar─▒nak; himaye; koruma
- protest itiraz etmek; protesto etmek
- protest itiraz; protesto
- protocol protokol; tutanak
- protrusion çıkıntı; şiş; kambur
- protuberance çıkıntı; şiş; kambur
- proud gururlu; kibirli
- proud y├╝ksek
- prove denemek
- prove ispat etmek; kan─▒tlamak
- proverb atas├╢z├╝
- province devlet; h├╝k├╝met
- province il; toprak
- provincial k├╢yl├╝
- provisional geçici
- provocation kışkırtma
- provoke k─▒zd─▒rmak
- proximity yak─▒nl─▒k
- prudent ak─▒ll─▒
- pseudonym takma ad
- pub meyhane
- publication yay─▒n
- publicity reklâm
- publisher yay─▒mc─▒
- puddle su birikintisi
- puff yorgan
- pull çekme
- pull çekmek
- pulpit mimber; k├╝rs├╝
- pulsation darbe; nab─▒z
- pulse nab─▒z; darbe
- pump g├╢n├╝l; kalp; y├╝rek
- pump tulumba
- punctual dakik
- pungent sert
- punishment ceza
- pupil ├╢─ƒrenci
- puppet kukla
- purchase al─▒m; sat─▒n alma
- purchase sat─▒n almak
- pure temiz
- pure yaln─▒z; temiz
- purification temizleme
- purify temizlemek
- purity temizlik
- purpose niyet; fonksiyon
- purpose meram; niyet
- purpose meram; niyet; azim
- purse el çantası
- pursue peşine düşmek
- pursuit takip
- push d├╝─ƒme
- push itmek; s├╝rmek
- put koymak
- putty camc─▒ macunu
- puzzle bilmece
- quail b─▒ld─▒rc─▒n animal
- quaint acayip
- quake deprem
- quality karakter; ├╢zellik
- quality nitelik; ├╢zellik
- quantity nicelik
- quarantine karantina
- quarrel kavga
- quarrelsome kavgac─▒
- quarry taş ocağı
- quarter mahalle; semt; çeyrek
- queen kraliçe
- queer acayip
- quench s├╢nd├╝rmek
- quest arama; araştırma
- question sorguya çekmek
- questionable şüpheli
- queue kuyruk
- quick hızlı; tez; çabuk
- quick atik; çevik
- quickness h─▒z; s├╝rat
- quiet sessizlik; huzur
- quiet hareketsiz; rahat; sakin; sessiz
- quiet uysal; yumuşak; sakin
- quilt yorgan
- quiver okluk; sadak
- quiver salınım; titreşim
- quota hisse; pay
- rabbit adatavşanı animal
- rabid kudurmuş
- race soy
- radiant parlak; ışın yayan
- radiator radyat├╢r
- radical k├╢kl├╝
- radish k─▒rm─▒z─▒ turp; frenk turpu
- radius yarıçap
- raft sal
- rag paçavra
- rage hiddet
- rage hiddetlenmek
- rail t─▒rabzan
- rail ray
- rail su tavu─ƒu animal
- railing parmakl─▒k; t─▒rabzan
- rain ya─ƒmak
- rain ya─ƒmur
- rainbow gökkuşağı
- raincoat ya─ƒmurluk
- raise y├╝kseltmek; kald─▒rmak
- raise yükseltmek; çoğaltmak
- rake e─ƒim
- ramp rampa
- range erim; menzil
- range ocak; f─▒r─▒n; soba
- range alan; erim; menzil
- rank dizi; s─▒ra
- rank derece; r├╝tbe; s─▒n─▒f; dizi; s─▒ra
- ransom fidye
- rant z─▒rva
- rapid h─▒zl─▒
- rare nadir
- rat jurnalc─▒
- rat sıçan animal
- ratio oran
- ration pay
- rational ak─▒ll─▒
- rattle tak─▒rdamak
- rattling pek; çok
- ravage tahrip etmek
- raven kuzgun animal
- raw ham; çiğ
- ray ışın
- razor ustura
- reach uzanmak; uzatmak; yetişmek
- reach alan; erim; menzil
- reach erişmek; ulaşmak; yetişmek; uzanmak; uzatmak
- react tepki g├╢stermek; tepkimek
- reaction karşılık; tepki; tepkime
- reader d├╝zeltmen
- reader okur; okuyucu
- reader eleştirmen
- readiness haz─▒rl─▒k
- reading okuma
- ready amade; haz─▒r
- real gerçek; asıl
- real pek; çok
- realistic gerçekçi
- reality gerçek; gerçeklik
- really pek; çok
- realm krall─▒k
- rear dip
- rear arka
- rear arka; arka taraf
- reason neden; sebep
- reasonable makul
- rebate indirim
- rebel asi
- rebellion ayaklanma; isyan
- rebellious asi
- rebuke azar; paylama; sitem
- recede geri çekilmek
- receipt al─▒nd─▒; makbuz
- receipt kabul; resepsiyon
- receive almak; kabul etmek
- receiver al─▒c─▒
- receptacle depo; hazne; kap
- reception kabul; resepsiyon
- recess ara; teneff├╝s
- recess h├╝cre
- recession h├╝cre
- recipe reçete; yemek tarifi
- recipient al─▒c─▒
- reckon farz etmek
- reckon saymak
- reckoning hesap
- recognition tan─▒ma
- recommendation tavsiye
- reconciliation barışma
- record rekor
- recovery iyileşme
- red al; k─▒z─▒l; k─▒rm─▒z─▒
- redoubtable korkunç
- redress d├╝zeltmek
- reduce azaltmak; indirmek
- reduce küçültmek
- reduction basitleştirme; sadeleştirme
- reed kamış; saz; kiliz plant
- reel bobin; makara
- referee eleştirmen
- referee hakem
- refinement incelik
- reflective düşünceli
- reflex refleks; tepke
- reform reform
- refractory inatçı
- refresh serinletmek; tazelemek
- refrigerate so─ƒutmak
- refrigerator buzdolab─▒
- refuge bar─▒nak; s─▒─ƒ─▒nak
- refugee m├╝lteci
- refusal ret
- refuse kabul etmemek; reddetmek
- refuse süprüntü; çöp
- regime h├╝k├╝met
- regiment alay; tugay
- region b├╢lge
- register kay─▒t; k├╝t├╝k; sicil
- registration kay─▒t; tescil
- registry kay─▒t; k├╝t├╝k; sicil
- regret pişman olmak
- regulation emir
- regulation kural
- reign saltanat
- reinforce kuvvetlendirmek
- reject kabul etmemek; reddetmek
- relation ilişki
- relative orant─▒l─▒
- relative g├╢reli; nispi
- relax dinlenmek; gevşemek; gevşetmek
- relaxation dinlenme; istirahat
- release makbuz
- release serbest b─▒rakmak
- reliable g├╝venilir
- reliance itimat
- relief yard─▒m
- relieve kurtarmak
- religion din
- religious dindar; dini; sofu
- remain durmak; kalmak
- remainder kal─▒nt─▒
- remains ceset; ├╢l├╝
- remark s├╢z
- remark s├╢ylemek
- remedy ilaç; şifa; kür; tedavi
- remember hat─▒rlamak
- remind hat─▒rlatmak
- remnant art─▒k; artan
- remorse pişmanlık
- remote uzak
- remove ortadan kaldırmak; uzaklaştırmak
- removed uzak
- remuneration ücret; aylık; maaş
- rendering tercüme; çeviri
- rendezvous randevu
- renew yenilemek
- renewal yenileme
- renovate yenileştirmek
- renown ün; şöhret
- renowned ünlü; tanınmış
- rent kira
- repair onar─▒m; tamir
- repair onarmak
- reparation onar─▒m; tamir
- repay geri ├╢demek
- repeat tekrarlamak
- repent pişman olmak
- replacement ard─▒l; halef
- reply cevap; karşılık
- reply cevap vermek
- report anlatmak; haber vermek
- report rapor
- repose dinlenme; istirahat
- represent g├╢stermek; temsil etmek
- representative ├╢rnek
- representative vekil
- reprimand azar; paylama; sitem
- reproach ay─▒plama; k─▒nama; sitem
- reprobate sap─▒k; ters
- reproof azar; paylama; sitem
- reptile s├╝r├╝ngen
- republic cumhuriyet; demokrasi
- repugnant iğrenç; tiksindirici; açık saçık; müstehcen
- repulsive iğrenç; tiksindirici; açık saçık; müstehcen
- reputation ün; şan
- repute şan
- request talep; dilek; rica
- require istemek
- requisite gerekli
- rescue kurtarmak
- reserve yer ay─▒rtmak
- reservoir hazne
- reside oturmak; ikamet etmek
- residence ikametgâh
- resident sakin
- residual kal─▒nt─▒
- residue art─▒k; kal─▒nt─▒
- resilient esnek
- resin sakız; reçine
- resistance bağışıklık; dokunulmazlık
- resistance muhalefet
- resolute kararl─▒
- resolution demeç
- resolution eriyik; çözüm
- resolve demeç
- respect sayg─▒ g├╢stermek
- respect sayg─▒
- respiration solunum
- respite ara; teneff├╝s
- respond cevap vermek
- response cevap; karşılık
- responsibility borç; yüküm
- responsibility sorumluluk
- responsible sorumlu
- rest kal─▒nt─▒
- rest dinlenme; istirahat
- rest durmak; kalmak
- restaurant lokanta
- restore onarmak
- restraint s─▒n─▒rlama
- restrict s─▒n─▒rlamak
- restriction k─▒s─▒tlama; s─▒n─▒rlama
- result eriyik; çözüm
- result sonuç; etki
- result sonuç
- retaliation intikam; öç
- retinue maiyet
- retire çekilmek
- retirement emeklilik
- retribution intikam; öç
- return kazanç
- return dönüş
- revelation ifşa; vahiy
- revenge intikam; öç
- revenue gelir
- reverse ters
- reverse aksi; z─▒t
- review rev├╝
- revocation fesih; iptal
- revolt ayaklanma; isyan
- revolting iğrenç; tiksindirici
- revolution devrim
- revolve d├╢nd├╝rmek; d├╢nmek
- reward ├╢d├╝l
- reward yarar; avantaj
- rhyme m─▒sra
- rhythm ritim
- rhythm devir; d├╢nem
- rib kaburga
- ribbon madalya
- rice pirinç; çeltik
- rich verimli
- rich bol; zengin; bol bol
- richness servet
- riddle bilmece
- rider yolcu
- rider binici; s├╝vari
- ridge s─▒rt
- ridiculous anlamsız; gülünç
- rifle t├╝fek
- rift yarık; çatlak
- right do─ƒru; hak; pek
- right do─ƒru; tam; uygun
- rigid b├╝k├╝lmez; e─ƒilmez
- rigorous sert
- rim kenar
- rind deri
- ring seslenmek; telefon etmek
- ring takım; çete
- ring halka; ring; yüzük; çember
- riot sefahat
- riotous ahlaks─▒z
- rise artış; bayır
- rise çıkış
- rising ayaklanma; isyan
- rising çıkış
- risk tehlike; risk; riziko
- rite ayin; dinsel t├╢ren
- rival rakip
- river ─▒rmak
- rivet perçin
- road cadde; yol
- rob soymak
- robber haydut; h─▒rs─▒z
- robe c├╝ppe
- robust kuvvetli; güçlü
- rock kaya
- rock kayaç; taş
- rocket roket
- rocky kayal─▒k
- rod değnek; çubuk
- role fonksiyon; niyet
- roll rulo
- roll sarmak
- roller silindir
- romantic romantik
- roof dam; çatı
- room oda
- rooster horoz; musluk
- root k├╢ken; as─▒l; kaynak; soy
- root ata; cet
- rope ip; halat
- rosary tespih
- rose g├╝l plant
- rotate d├╢nd├╝rmek
- rough p├╝r├╝zl├╝; sert; kaba
- roughly aşağı yukarı; etrafına; etrafında
- round devir; d├╢nem
- round yuvarlak
- rouse uyand─▒rmak
- route yol; cadde
- row kürek çekmek
- row kavga
- row dizi; s─▒ra
- rubber prezervatif
- rubber kauçuk; lastik; silgi
- rubbing s├╝rt├╝nme
- rubbish s├╝pr├╝nt├╝
- rubble moloz; enkaz; y─▒k─▒nt─▒; d├╢k├╝nt├╝
- ruby yakut; rubi
- ruby al; k─▒z─▒l; k─▒rm─▒z─▒
- rudder d├╝men
- ruddy al; k─▒rm─▒z─▒; k─▒z─▒l
- rude basit; ilkel
- rude ham; çiğ
- rue pişman olmak
- rueful ac─▒kl─▒
- rug hal─▒
- rugged güç; zor
- ruin harabe
- ruin bozmak; harap etmek; mahvetmek
- rule ilke
- rule kural
- rule cetvel
- rule h├╝k├╝m s├╝rmek; y├╢netmek
- rule y├╢nerge
- ruler cetvel
- ruler h├╝k├╝mdar
- rum acayip
- rum rom
- rump dip
- run test; muayene
- run koşu
- runner koşucu
- running koşu
- ruse hile; d├╝zen
- rush acele
- rust pas
- sabotage baltalama
- sack torba; çuval
- sacred kutsal
- sacrifice kurban
- sacrifice feda etmek; kurban etmek
- sad ├╝zg├╝n
- saddle eyer; sele; semer
- sadness elem; gam; keder
- safe emin; g├╝venilir; sa─ƒlam; tehlikesiz
- safe prezervatif
- safeguard himaye; koruma
- safety emniyet
- safety prezervatif
- sagacious ak─▒ll─▒
- sage bilge
- sage ak─▒ll─▒; bilge
- sail yelken
- sailor gemici
- saint aziz
- saint ideal; m├╝kemmel
- salamander semender animal
- salary aylık; ücret; maaş
- sale satış
- salient göze çarpan
- saliva salya; t├╝k├╝r├╝k
- saloon meyhane
- salt tuz; sodyum kloruru
- salt tuzlu
- salt tuzlamak; tuzlu
- salvage kurtarmak
- salve kurtarmak
- salve merhem
- same eşit; benzer
- sample model; ├╢rnek
- sanctuary bar─▒nak; s─▒─ƒ─▒nak
- sanctuary kutsal yer
- sand kum
- sandal sandal
- sandwich sandviç
- sarcasm taşlama; yergi
- sash kemer
- satellite uydu
- satin ipekli; ipek gibi
- satire taşlama; yergi
- satisfaction tatmin
- satisfy doyurmak; tatmin etmek
- sauce salça; sos
- saucer fincan taba─ƒ─▒
- saucy ars─▒z; k├╝stah; y├╝zs├╝z
- saucy k├╝stah
- savage barbar
- savage ├╢fkeli
- save kurtarmak
- saw testere
- saw atas├╢z├╝
- say d├╝zenlemek; emir vermek
- say s├╢ylemek
- saying s├╢z
- scallop pirzola
- scandal rezalet; skandal
- scarce nadir; seyrek
- scarce ancak; sadece
- scarcely ancak; sadece
- scare panik
- scarlet al; k─▒z─▒l; k─▒rm─▒z─▒
- scene sahne
- scene görüş; manzara
- scent g├╝zel koku
- scent koku
- scent sezmek
- schedule program
- scheme taslak
- schism b├╢l├╝nme
- scholar bilgin
- school okul
- science bilim
- scientific bilimsel
- scoff alay
- scorch yanmak
- score kin
- scorn küçümsemek
- scorn hor g├╢rme
- scourge kırbaç
- scream ba─ƒ─▒rmak
- scream feryat; çığlık
- screech feryat; çığlık
- screen elek; kalbur
- screen kapak; ├╢rt├╝
- screw vida; vidalamak
- screwdriver tornavida
- script el yaz─▒s─▒
- scroll rulo
- scrub çalı; çalılık
- scrutiny inceleme; araştırma; sınav
- sculpture heykeltıraşlık
- scum k├╢p├╝k
- scythe t─▒rpan
- sea deniz
- seal m├╝h├╝rlemek
- seal ay─▒bal─▒─ƒ─▒; fok animal
- seam dikiş yeri
- seam buruşuk; karık
- search araştırmak; aramak
- search arama; araştırma
- seaside k─▒y─▒; sahil
- season baharat
- season mevsim
- seat yer
- seat dip
- secession ayr─▒lma
- second saniye
- second an
- second yard─▒m etmek
- secondary ikincil; tali
- secret bilmece; gizem; s─▒r
- secret gizli
- secret s─▒r
- secretary sekreter
- sect mezhep
- section k─▒s─▒m; b├╢l├╝m; daire
- section bölge; fasıl; kısım; parça; bölüm; dilim
- section kısım; daire; şube
- section k─▒s─▒m
- sector sekt├╢r
- secure emin
- secure ba─ƒlamak
- secure sağlamlaştırmak; sağlamak; temin etmek; garanti etmek
- security emniyet; g├╝venlik
- sediment tortu
- seduce ayartmak; baştan çıkarmak
- seduction ayartma; baştan çıkarma
- see karşılaşmak; buluşmak; toplanmak
- see muayene etmek
- see bakmak
- seed meni; sperma; tohum
- seek denemek
- seemly terbiyeli
- segment bölüm; dilim; parça
- seizure haciz
- select seçmek
- seller sat─▒c─▒
- send yollamak
- sensation usta
- sensation sansasyon
- sense duymak; hissetmek
- sense duyu
- senseless anlams─▒z
- sensible makul
- sensitive al─▒ngan; duygulu; duygun; duyar; hassas
- sentence c├╝mle; t├╝mce
- sentiment fikir
- sentiment duygu
- separate ayr─▒lmak; ay─▒rmak
- separate ayr─▒
- sequel sonuç; devam
- sequence sonuç; sıra; dizi
- sequence sonuç; sıra
- serene sakin; durgun; rahat; sessiz
- serpent y─▒lan
- servant hizmetçi; uşak
- serve hizmet etmek
- server garson
- session oturum; toplant─▒
- set koymak
- set tak─▒m
- settlement koloni; s├╢m├╝rge
- settlement k├╢y
- setup ayg─▒t
- seven yedi
- sever ay─▒rmak
- severe sert
- sex eşey
- shack kul├╝be
- shack ikamet etmek; oturmak
- shade n├╝ans
- shade g├╢lge
- shade hortlak; ruh; cin
- shade incelik
- shadow iz
- shaft karg─▒; m─▒zrak
- shaft ışın
- sham doland─▒r─▒c─▒
- shambles mezbaha
- shame ayıp; utanç
- shame ayıp; rezalet; alçaklık
- shameful ay─▒p
- shameless ars─▒z; utanmaz
- shampoo şampuan
- shanty kul├╝be
- shape biçim; kalıp; şekil
- shape biçim; kalıp
- share hisse senedi
- shark k├╢pekbal─▒─ƒ─▒
- sharp keskin; sert; sivri
- sharp keskin
- shave tıraş olmak
- sheaf demet
- shed baraka; hangar; sundurma
- sheen parlakl─▒k
- sheepish sıkılgan; utangaç
- sheer saf
- sheet yelken
- shelter bar─▒nak
- shelter bar─▒nak; s─▒─ƒ─▒nak
- shepherd çoban
- shield kalkan
- shining güneşli
- shining parlak
- shiny güneşli
- ship gemi
- shipment g├╢nderme
- shipping nakil
- shirt g├╢mlek
- shit eroin
- shiver titremek
- shop atelye; iş; mağaza
- shore sahil
- short k─▒sa
- shortage k─▒tl─▒k
- shortage eksiklik
- shortcoming kusur; ihmal
- shot nişancı
- shot tahmin
- shoulder omuz
- shout ba─ƒ─▒rmak; hayk─▒rmak
- shout çığlık; ses; haykırış
- shove itmek; s├╝rmek
- show görünmek; gözükmek; takdim etmek; tanıştırmak
- show ispat etmek; kan─▒tlamak
- shred paçavra
- shriek feryat; çığlık
- shrill keskin
- shrub çalı; çalılık
- shut kapal─▒
- shut kapamak
- shy utangaç; çekingen
- sick deli
- sick hasta
- sickness hastal─▒k
- sickness mide bulant─▒s─▒
- side taraf; yan
- sideboard b├╝fe
- siege kuşatma
- sieve kalbur
- sign işaret; levha; tabela
- sign belirti; işaret
- sign belirti; iz; işaret
- signature imza
- significance anlam
- signification anlam
- silence sessizlik; huzur
- silent sessiz; durgun
- silhouette siluet
- silk ipek
- silken ipekli; ipek gibi
- silky ipek gibi; ipekli
- silly ak─▒ls─▒z
- silver gümüş
- similar benzer
- simple basit; sade; tek
- simplify basitleştirmek; sadeleştirmek
- simply ancak; sadece; yaln─▒z
- sin g├╝nah
- sinew kiriş
- singer şarkıcı
- single yaln─▒z; tek
- single evlenmemiş
- singular acayip
- sister abla; hemşire; kız kardeş
- sit t├╝nemek
- site mevki; yer
- situation mevki; vaziyet; durum
- situation mevki; vaziyet; yer
- six alt─▒
- size b├╝y├╝kl├╝k
- skate paten
- skeleton iskelet
- sketch taslak
- skill h├╝ner
- skillful becerikli
- skin deri
- skirt etek
- skirt orospu; k─▒z
- skull kafatas─▒
- sky g├╢k; hava
- slander iftira etmek
- slant e─ƒim
- slap tokat; şamar
- slaughter katliam; k─▒r─▒m
- slave k├╢le
- slavery k├╢lelik
- sleek ipekli; ipek gibi
- sleep uyku
- sleepy uykulu; uykusu gelmiş
- sleeve elbise kolu
- slender ince; zay─▒f
- slender uysal; esnek; yumuşak
- slice dilim
- slick ipekli; ipek gibi
- slick hilekâr; kurnaz
- slide diyapozitif; slayt
- slide kayma
- slight ├╢nemsiz
- slight ince; zay─▒f
- slim zay─▒f; ince
- sling sapan
- slipper terlik
- slippery kaygan
- slit çatlak; yarık
- slit yar─▒k
- slogan slogan; vecize
- slope yokuş
- sloth tembellik
- sloth bradip animal
- slow yavaş
- slow s─▒k─▒c─▒
- slug tembel
- slug kurşun; mermi
- slug bizaka; kabuksuz s├╝m├╝kl├╝b├╢cek; s├╝l├╝k salyangozu
- sluice savak
- slumber uyku
- slur leke
- slut orospu
- sly hilekâr; kurnaz
- smack tokat; şamar
- smack eroin
- small küçük
- small az; önemsiz; küçük
- smart ayd─▒nl─▒k
- smart ak─▒ll─▒
- smart ars─▒z; k├╝stah; y├╝zs├╝z
- smash darbe
- smear leke
- smell koku
- smell kokmak
- smile g├╝l├╝mseme; g├╝l├╝msemek
- smoke duman; buhar
- smoke duman
- smoking duman
- smooth düzleştirmek
- smooth kaygan; p├╝r├╝zs├╝z
- smother karışıklık
- smudge leke
- smut is; kurum
- snail salyangoz; s├╝m├╝kl├╝b├╢cek animal
- snake y─▒lan
- snare tuzak
- sneeze aks─▒rmak
- sniff koklamak
- snow kar
- snow kokain
- so böyle; böylece; şöyle
- so o zaman; ondan sonra
- soap sabun
- sober ölçülü
- soccer futbol
- social sosyal
- society dernek; toplum; şirket; kurum
- society dernek; kurum; kul├╝p
- society dernek; toplum; şirket
- socket priz
- socket duy
- sofa kanepe; divan
- soft yumuşak
- soil kir; pislik
- soil toprak; yer
- solace teselli
- soldier asker
- sole biricik; tek; yalnız; tek başına; ıssız
- solely yaln─▒z
- solid devaml─▒; kat─▒; sa─ƒlam; s─▒k─▒; sert
- solid ulu
- solid devaml─▒; kat─▒; sa─ƒlam; s─▒k─▒; som; dayan─▒kl─▒
- solid devaml─▒; kat─▒; sa─ƒlam; s─▒k─▒
- solidarity dayanışma
- solitary tek başına; yalnız; ıssız; biricik
- solitary tek başına; yalnız; ıssız
- solitude yaln─▒zl─▒k
- solution eriyik; çözüm
- solution çözüm; eriyik
- solve çözmek
- solvent eriyik; çözüm
- some aşağı yukarı; etrafına; etrafında
- some birkaç
- somebody birey
- someone birey
- sometime ├╢nceki
- sometimes ara s─▒ra; bazen
- son o─ƒul
- sonorous t─▒nlayan
- soot is; kurum
- sorcery b├╝y├╝c├╝l├╝k
- sorrow elem; gam; keder
- sorry ac─▒kl─▒
- sort tarz; tür; usul; çeşit; cins
- sort ay─▒klamak; s─▒n─▒fland─▒rmak
- soul can; ruh
- soul birey
- sound sa─ƒlam
- sound ses
- soup çorba
- sour ekşi
- sour somurtkan; huysuz
- source yazar
- source kaynak; as─▒l; k├╢ken; soy
- south g├╝ney
- south g├╝neyde
- sovereign kral
- sovereignty egemenlik
- sow dişi domuz
- spa kapl─▒ca
- spacious bol; geniş
- span k├╢pr├╝
- spark k─▒v─▒lc─▒m
- spasm kramp
- speaker spiker; s├╢zc├╝
- spear karg─▒; m─▒zrak
- species çeşit; şekil
- specific ├╢zg├╝l
- specimen model; ├╢rnek
- spectacular göze çarpan
- speculation tahmin
- speculation spek├╝lasyon
- speculative merakl─▒
- speech hitabe; konuşma; söylev; dil; söz
- speech hitabe; konuşma; söylev
- speed sürat; çabukluk; hız
- speedy h─▒zl─▒
- speedy hızlı; tez; çabuk
- spell m├╝ddet; s├╝re
- spelling yaz─▒m
- sperm atm─▒k; sperma
- sphere alan; k├╝re
- sphere k├╝re
- spherical k├╝resel
- spice baharat
- spicy baharatl─▒
- spider ├╢r├╝mcek animal
- spigot musluk
- spill düşme; düşüş
- spine diken
- spine belkemi─ƒi; omurga
- spiral helezon; helis
- spire kilise kulesi
- spirited canlı; ateşli
- spirited cesur
- spiritual dindar; dini; sofu
- spit t├╝k├╝r├╝k; salya
- spite k├╢t├╝l├╝k; muziplik
- splendid m├╝kemmel; g├╢rkemli
- splendid g├╢rkemli; m├╝kemmel
- split b├╢l├╝nme
- spoil şımartmak
- spongy s├╝nger gibi
- spool bobin; makara
- spoon kaşık
- sporadic da─ƒ─▒n─▒k
- sport spor
- spot leke
- spot yer
- spouse eş
- spread saçmak
- spring kaynak; pınar; çeşme
- spring yay
- spruce ladin plant
- squadron filo
- square dört köşeli
- square kare
- squash ezmek
- squeeze sıkmak; sıkıştırmak
- stable ah─▒r
- stable sabit
- stadium stadyum
- staff personel
- staff fak├╝lte
- stage safha
- stage sahneye koymak
- stage sahne
- stain kir; pislik
- stain leke
- stair basamak
- staircase merdiven
- stairs merdiven
- stake kaz─▒k
- stalk kabuk; k─▒l─▒f
- stall durum
- stammer kekelemek
- stamp damga
- stance duruş
- stand durum
- stand görüş noktası; bakış açısı
- stand bulunmak; durmak; olmak
- stand kaide
- standard standart; ölçek; ölçü
- star y─▒ld─▒z
- star usta
- starch kola; nişasta
- stark temiz
- start başlamak
- start başlangıç; kalkış
- start başlangıç
- state devlet; h├╝k├╝met
- state k─▒r
- statement demeç; ifade
- station memuriyet
- station istasyon
- stature boy; endam
- status durum
- stay durma
- stay durmak; kalmak
- steadfast sars─▒lmaz
- steady sa─ƒlam
- steady sevgili; sevgilim
- steady devaml─▒; s├╝rekli
- steady sa─ƒlam; sars─▒lmaz
- steak biftek
- steal aşırmak; çalmak
- steam buhar; bu─ƒu
- steel çelik
- steel kılıç
- steer ├╢k├╝z
- steer y├╢netmek
- stencil şablon
- step tedbir
- step basamak
- step ayak izi
- step ad─▒m
- stern dip
- stick baston; de─ƒnek; s─▒r─▒k
- sticker hançer
- sticker etiket
- sticker diken
- stiff ceset; ├╢l├╝
- stiff b├╝k├╝lmez; e─ƒilmez
- still daha
- still yine de
- still uysal; yumuşak; sakin
- still durgun; sessiz
- stimulate harekete geçirmek; teşvik etmek; uyarmak
- stir hareket
- stock nesil; soy
- stock stok
- stock soy
- stock baya─ƒ─▒
- stock et suyu
- stomach mide
- stomach kar─▒n
- stone taş; kayaç
- stone kaya
- stony kayal─▒k
- stool pislik
- stool tabure; iskemle
- stop durmak
- stopper tapa; tıkaç
- storage depolama
- storage ambar; depo; dükkân
- store dükkân; ambar; depo
- store stok
- store dükkân; atelye; iş; mağaza
- storehouse ambar; depo; dükkân
- storm f─▒rt─▒na
- stove ocak; f─▒r─▒n; soba
- straightforward d├╝r├╝st
- strain ezgi; melodi
- strain soy
- strange yabanc─▒
- strange acayip; garip; tuhaf
- stranger yabanc─▒
- stratum katman; s─▒n─▒f; tabaka
- straw saman
- straw kabuk; k─▒l─▒f
- strawberry çilek; kocayemiş
- streak yol; çizgi
- stream ak─▒m
- stream ak─▒m; ak─▒nt─▒; ─▒rmak
- streamer bayrak
- street cadde; sokak; yol
- strength güç; kuvvet; takat; şiddet; kudret; tesir
- strength ├╢zellik
- strength güç; kuvvet; takat; şiddet
- strengthen kuvvetlendirmek
- stretch germek; uzamak; uzatmak; gerinmek
- strict sert
- stride ad─▒m
- strike grev
- striking göze çarpan
- striking darbe; vuruş
- string sicim
- strip şerit
- strip soyunmak
- stripe yol; çizgi
- stripe yol; çizgi; bant; şerit; takım
- stroke inme; felç
- strong kuvvetli; devaml─▒; kat─▒; sa─ƒlam; s─▒k─▒; som; dayan─▒kl─▒
- structure yap─▒
- struggle m├╝cadele
- stubborn inatçı; dik başlı
- student bilgin
- student ├╢─ƒrenci
- studious çalışkan
- study taslak
- study bilim dal─▒; disiplin
- study araştırmak; incelemek; okumak
- study rapor
- study araştırma; inceleme
- stuff kumaş; madde
- stuff kumaş; madde; malzeme
- stump k├╝t├╝k
- stump k├╝rs├╝; mimber
- stupefy şaşırtmak
- stupid budala; saçma
- sturdy kuvvetli
- sty domuz ah─▒r─▒
- style moda
- style ├╝slup
- style tarz; tavır; tip; usul; şekil
- subject konu; tema
- subject bilim dal─▒; disiplin
- sublime ulu
- submarine denizalt─▒
- subsidiary şube
- substance madde; cevher; ├╢z; ├╢zdek; konu
- substance cevher; madde; t├╢z
- substantial dayan─▒kl─▒; devaml─▒; kat─▒; sa─ƒlam; s─▒k─▒; som
- substantial ├╢nemli
- substantive ├╢nemli
- substitute bedel
- subtle ince
- subtlety incelik
- suburb varoş
- success başarı
- successful başarılı
- succession dizi; s─▒ra
- successor ard─▒l; halef
- such bunun gibi; b├╢yle
- suck emmek
- suckle emzirmek
- sudden birdenbire
- suffer tahamm├╝l etmek
- suffering mutsuz; zavall─▒
- suffocate bo─ƒmak; bo─ƒulmak
- sugar şeker
- suicide intihar
- suit kost├╝m
- suitable m├╝nasip; uygun
- suite maiyet
- sullen huysuz; somurtkan
- sultry bo─ƒucu; bunalt─▒c─▒
- sum tutar; toplam
- summary ├╢zet
- summer yaz
- summit doruk; zirve
- summit doruk; zirve; tepe
- sun güneş
- sunny neşeli; şen
- sunny güneşli
- superb p─▒rlanta
- superficial y├╝zeysel; ├╝st├╝nk├╢r├╝
- superintendent m├╝d├╝r; y├╢netici
- superlative doruk; zirve
- supersede yerine başkasını koymak
- supple uysal; esnek; yumuşak
- supplement ek; ilave
- supplication rica
- supplication dua
- support yard─▒m etmek
- support geçim
- supporter jartiyer
- suppose farz etmek
- supposition spek├╝lasyon
- supposition varsay─▒m
- suppress bast─▒rmak
- supremacy egemenlik
- supreme en y├╝ksek
- sure kati; kesin; muhakkak; emin; g├╝venilir; sa─ƒlam
- sure emin; kesin; g├╝venilir; sa─ƒlam; belirli
- surely muhakkak; kati; kesin; emin
- surety kefil
- surety rehine
- surface y├╝z
- surgeon cerrah
- surmise spek├╝lasyon
- surname soyad─▒
- surprise s├╝rpriz
- survey araştırma; inceleme
- suspicion kuşku; şüphe
- sustenance beslenme; besin
- sustenance geçim
- suture dikiş yeri
- swag ganimet
- swallow kırlangıç animal
- swamp batakl─▒k
- swan ku─ƒu animal
- swarm s├╝r├╝
- sweat ter
- sweater kazak
- sweet hoş; tatlı; şirin
- sweeten tatlılaştırmak
- sweetheart sevgili; sevgilim
- swipe y├╝r├╝tmek
- switch anahtar; şalter
- swoon bayg─▒nl─▒k; bay─▒lmak
- sword kılıç
- symbol sembol; simge; belirti; işaret
- symmetry bakışım; simetri
- sympathy duygudaşlık; sempati
- syringe şırınga
- system d├╝zenleme
- system sistem
- table masa
- table çizelge; tablo
- tablet tablet; hap
- tag paçavra
- tail kuyruk
- tail dip
- tailor terzi
- take istemek
- take getirmek
- take kazanç
- take kabul etmek; almak
- take ortadan kaldırmak; uzaklaştırmak
- talent yetenek
- talisman muska; nazarl─▒k
- talk görüşme; konuşma; sohbet
- talk konuşma; konferans
- tame evcilleştirmek
- tank depo; tank
- tanker tanker
- tape bant; şerit
- taper mum
- tar denizci; gemici
- target hedef; amaç; niyet
- tart orospu; fahişe; pasaklı kadın
- task ödev; görev; iş
- task ├╢dev
- taste tad─▒na bakmak
- taste be─ƒeni; tat
- taste e─ƒilim; tercih
- tasty lezzetli
- tattoo d├╢vme
- taunt alay
- tax vergi
- taxation vergi
- taxi taksi
- tea çay
- teacher ├╢─ƒretmen
- tear kopmak; y─▒rt─▒lmak
- teat meme başı
- technical teknik
- technique teknik
- tedious s─▒k─▒c─▒
- telegraph telgraf
- telephone telefon
- telephone telefon etmek; seslenmek
- television televizyon
- tell d├╝zenlemek; emir vermek
- temper mizaç
- temperament mizaç; huy
- temple havra; sinagog
- temple tap─▒nak
- ten on
- tenant kirac─▒
- tendency e─ƒilim; meyil
- tendency e─ƒilim
- tender cılız; hassas; ince; müşfik; zayıf; şefkatli
- tender teklif
- tense gergin
- tension gerginlik; gerilim; voltaj
- tent çadır
- tentative geçici
- tenth onuncu
- tenuous ince
- tenuous ├╢nemsiz
- term vade; kavram
- terminal kati; kesin
- terminate bitirmek
- terrace taraça; teras
- terrestrial d├╝nyevi
- terrible korkunç
- terrible korkunç; iğrenç
- terrific korkunç
- territory toprak; il
- territory toprak
- test test; muayene
- test s─▒nav
- test denemek
- testify ispat etmek; kan─▒tlamak
- testimonial tavsiye
- testy huysuz
- text ders kitab─▒
- text metin
- textile kumaş
- thank teşekkür etmek
- that o; şu
- thaw erime; çözülme
- thaw erimek
- theft h─▒rs─▒zl─▒k
- theme konu; tema
- then o zaman; ondan sonra
- thence b├╢ylece
- theory kuram; teori
- theory varsay─▒m
- therefore b├╢ylece
- thesis sav; tez
- thick s─▒k; kal─▒n; koyu
- thick kal─▒n; koyu
- thief h─▒rs─▒z
- thigh uyluk
- thin ├╢nemsiz
- thin ya─ƒs─▒z; zay─▒f
- thin sulu; zay─▒f
- thing şey; olay; iş; konu; mesele
- thing nesne; şey
- think düşünmek; sanmak
- think farz etmek
- third üçte bir
- thirst susuzluk
- this bu
- thorn diken
- though gerçi
- thought fikir
- thought düşünce; fikir; sanı; tahmin
- thoughtless düşüncesiz; dikkatsizlik
- thousand bin
- thrashing dayak
- thread iplik; tire
- threat g├╢zda─ƒ─▒
- threaten korkutmak
- threaten g├╢zda─ƒ─▒ vermek; korkutmak; tehdit etmek
- three üç
- threshold başlangıç
- thrift ekonomi; idare; tutum
- thrill heyecan
- throat bo─ƒaz; g─▒rtlak
- throne taht
- throw atma; atış
- throw f─▒rlatmak
- thumb başparmak
- thus b├╢ylece
- thus g├╝nl├╝k
- tick sak─▒rga; kene animal
- ticket bilet
- tide gelgit
- tie kravat; boyunba─ƒ─▒
- tier derece; s─▒n─▒f
- tiger kaplan animal
- tight cimri; hasis
- tight s─▒k─▒
- tilt kavga; m├╝cadele
- timber orman
- timber kereste
- time saat; s├╝re; zaman; vakit
- timid utangaç; çekingen
- timid utangaç
- tin kalay
- tiny minicik
- tip bahşiş
- tip zirve; doruk; tepe
- tiresome s─▒k─▒c─▒
- title başlık; isim; ünvan
- to için
- toad kara kurba─ƒa; otluba─ƒa; si─ƒilli kurba─ƒa animal
- tobacco t├╝t├╝n
- today bug├╝n
- toe ayak parma─ƒ─▒
- together birlikte; beraber
- toil iş
- toilet tuvalet
- tomato domates plant
- tomb g├╢m├╝t; mezar
- tomorrow yar─▒n
- tone ton
- tone not; nota
- tongue dil; s├╢z
- too dahi; de; keza; bundan başka
- too fazla
- tool alet
- top doruk; zirve; tepe
- top doruk; zirve
- topic konu; tema
- topical g├╝ncel
- torch meşale
- torment işkence etmek
- torment ac─▒
- torment eziyet; işkence
- tortuous karışık
- torture işkence
- torture eziyet; işkence
- torture ac─▒
- torture işkence; işkence etmek
- toss atma
- total b├╝t├╝n
- total b├╝t├╝n; tam
- total toplam; tutar
- totally b├╝t├╝n; b├╝sb├╝t├╝n
- touch de─ƒme; temas
- touching de─ƒme; temas
- touchy al─▒ngan
- tough kuvvetli
- tough sert
- tough güç; zor
- tour turne
- tow çekmek
- towel havlu
- tower direk; s├╝tun
- tower kule
- town kasaba; şehir
- toy oyuncak
- trace çizmek
- trace iz
- track iz
- track ray
- tractor trakt├╢r
- trade ticaret yapmak
- trade zanaat
- trader t├╝ccar
- tradition gelenek
- traditional geleneksel
- traffic trafik
- trail patika
- trailer r├╢mork
- train tak─▒m; tren
- train kervan
- trainer antren├╢r
- trait ├╢zellik
- tram tramvay
- tranquil rahat; uysal; yumuşak; sakin
- tranquil rahat; sakin; durgun; sessiz
- transcript kopya; suret; transkripsiyon
- transform dönüştürmek
- translation tercüme; çeviri
- translator terc├╝man
- transmit g├╢ndermek
- transport nakletmek
- transport nakletmek; taşımak
- transport nakil
- transportation nakil
- trap pusu
- trap tuzak
- trash s├╝pr├╝nt├╝
- travel seyahat etmek; gitmek
- tray tepsi
- treacherous hain
- treachery hainlik; ihanet
- treason hainlik; ihanet
- treasure hazine
- treat tedavi etmek
- treatment tedavi
- treaty antlaşma; pakt; sözleşme
- treble üç kat
- tree ağaç; şecere
- trench hendek
- trend e─ƒilim; meyil
- trend moda
- trepidation korku
- trial deneme; test; muayene
- triangle üçgen
- tribe kabile; oymak
- trick şaka
- trick hayal; kuruntu
- trick aldatmak
- trick hile
- trickery hile
- trickle damlamak
- tricky hilekâr; kurnaz
- trifle önemsiz şey
- trim azaltmak; indirmek
- triple üç kat
- trite baya─ƒ─▒
- triumph zafer; utku
- trolley tramvay
- trouble sorun
- trough yemlik
- trough oluk
- truck kamyon
- true asıl; gerçek
- true doğru; tam; asıl; gerçek
- trump koz
- trumpet borazan
- trunk sand─▒k
- trunk g├╢vde
- trust g├╝ven; itimat
- truth do─ƒruluk
- try deneme; gayret; çaba
- try denemek
- tub banyo; hamam; kapl─▒ca
- tube boru; t├╝p
- tube boru
- tuition ├╢─ƒretim
- tumble düşme; düşüş
- tumult şamata
- tune ezgi; melodi
- turmoil heyecan
- turmoil hareket
- turn d├╢nd├╝rmek; d├╢nmek
- turn dönemeç; kavis; viraj
- turtle kaplumba─ƒa
- twin çift
- twine sicim
- twinkling an
- twist saç örgüsü
- twit alay
- two iki
- type cins; tip; tür; çeşit
- ugly çirkin
- ugly korkunç; dehşetli
- ulcer çıban; ülser
- umbrella şemsiye
- unbearable dayanılmaz; çekilmez
- unbecoming yakışıksız
- uncle amca; day─▒
- unclean kirli; pis
- uncomfortable rahats─▒z
- unction merhem
- under alt; alt─▒na; alt─▒nda; aras─▒na
- underground gizli
- understand kavramak
- understanding duygudaşlık; sempati
- understanding anlayış
- understanding anlaşma
- undress soyunmak
- uneasy sinirli
- unequal eşit olmayan
- uneven d├╝z olmayan
- unfair haks─▒z
- unhappy mutsuz; talihsiz
- unify birleştirmek
- uninterrupted devaml─▒; s├╝rekli
- union birlik
- unique tek
- unit birim
- unite birleşmek
- unity birlik
- universal evrensel
- universe evren
- university ├╝niversite
- unknown bilinmeyen
- unknown yabanc─▒
- unlike farklı; eşit olmayan
- unlike farkl─▒
- unlimited sonsuz; s─▒n─▒rs─▒z
- unlucky talihsiz
- unmarried evlenmemiş
- unpleasant nahoş
- unreliable g├╝venilmez
- unrest huzursuzluk
- unsound harap; y─▒k─▒k
- unsteady değişken; kararsız
- untidy d├╝zensiz
- untrue yalan
- unusual acayip; garip; tuhaf
- up yukar─▒da
- up y├╝ksek; yukar─▒da
- upheaval heyecan
- upon -de; -e
- upright dikey
- upright dik; d├╝r├╝st; dikey
- uprising ayaklanma; isyan
- uproar g├╝r├╝lt├╝
- upstart sonradan g├╢rme
- upwards y├╝ksek; yukar─▒da
- urinate işemek
- urine idrar; sidik
- us bizi
- usage gelenek; alışkanlık
- usage kullanma; kullanış
- use adet; alışkanlık
- use fonksiyon; niyet
- use kullanma; kullanış
- use tatbik etmek; uygulamak
- useless boş; yararsız
- utmost aşırı
- utter temiz
- vacancy boşluk
- vacant boş
- vacation tatil
- vacuous aptal
- vacuous boş
- vacuum vakum
- vagabond serseri
- vagary kapris
- vagrant serseri
- vague karanlık; anlaşılmaz
- vain boş; verimsiz
- valiant yi─ƒit; y├╝rekli
- valid geçerli
- valley koyak; vadi
- value de─ƒer
- valve supap
- vanish yok olmak
- vanquish yenmek
- variable değişken
- varied değişik; çeşitli
- variety cins; çeşit; tarz; tür; usul
- variety değişiklik; farklılık
- variety soy
- various çeşitli; ayrı; değişik; farklı; muhtelif
- various ayrı; değişik; farklı; muhtelif; çeşitli
- varnish cila; vernik
- vary değiştirmek
- vase vazo
- vault tonoz
- vegetable sebze
- vehicle taşıt
- veil duvak; perde; peçe
- vein toplardamar
- velocity hız; sürat; çabukluk
- vendor sat─▒c─▒
- vengeance intikam; öç
- venom k├╢t├╝l├╝k; muziplik
- venomous zehirli
- vent yanarda─ƒ
- verdant yeşil
- verdict h├╝k├╝m; karar
- verification do─ƒrulama
- versatile çok yönlü
- verse m─▒sra
- verse nazım; şiir
- version tercüme; çeviri
- vertical dikey; düşey
- very pek; çok
- very ayn─▒
- vessel kap
- vessel gemi
- vest fanila
- vest yelek
- vestige iz
- vet veteriner
- vexation endişe; kaygı; tasa; üzüntü
- vibration salınım; titreşim
- vice ayıp; kötü alışkanlık
- vicinity komşuluk; çevre
- victim kurban
- victory utku; zafer
- view perspektif
- view görüş; manzara; bakış
- view görüş; görünüm; fikir
- view g├╢rmek
- viewpoint bakış açısı; görüş noktası
- vigilance dikkat
- vigorous kuvvetli
- vile iğrenç; çirkin
- village k├╢y
- vinegar sirke
- violence şiddet; kudret; kuvvet
- violet menekşe
- viper engerek y─▒lan─▒ animal
- virgin bakire
- virtually az daha
- virtue fazilet
- virulent zehirli
- visible g├╢r├╝n├╝r
- vision görüş
- vision imgelem
- visionary peygamber
- visit ziyaret etmek
- visit ziyaret
- visitation ziyaret
- visitor ziyaretçi
- vista manzara; görüş
- visual optik
- vitality canl─▒l─▒k
- vivid berrak; ayd─▒nl─▒k
- vivid canl─▒
- vocation iş; meslek
- vogue moda
- voice ses
- void boşluk
- void boş
- volition irade
- volume hacim; oylum
- volume kitap
- voluntary g├╢n├╝ll├╝
- voluptuous şehvetli
- vomit kusmak
- vote oy
- vowel sesli harf
- voyage seyahat; yolculuk
- wadding ambalaj
- wage ücret; aylık; maaş
- wages ├╢d├╝l
- waist bel
- wait beklemek
- wait gecikme; tehir
- waiter garson
- wake uyand─▒rmak
- wall duvar; sur
- wallet c├╝zdan
- wan solgun
- wand de─ƒnek
- wander dolaşmak
- want dilek; istek
- want istemek
- want eksiklik; yokluk
- wanting eksik
- war savaş
- warden bekçi
- wardrobe giysi dolab─▒
- warehouse ambar
- warm ─▒s─▒tmak
- warm ─▒l─▒k
- warmth s─▒cakl─▒k
- warn uyarmak
- warrant garanti; teminat
- warranty garanti; teminat
- warrior savaşçı
- wash yıkama; çamaşır
- wash y─▒kamak
- waste çöp
- waste israf
- watch g├╢zetlemek; g├╢zlemek
- watchful uyan─▒k
- watchman bekçi
- watchword parola
- water sulamak; suland─▒rmak
- water idrar; sidik
- water su
- waterfall çağlayan
- waterproof su geçirmez
- waterproof ya─ƒmurluk
- watery sulu
- wave dalga
- waver duraksamak; teredd├╝t etmek
- wax balmumu
- way tarz; usul; şekil
- weak hafif; kuvvetsiz; zay─▒f
- weaken zay─▒flatmak
- wealth servet; varl─▒k; zenginlik
- wear taşımak
- wearisome s─▒k─▒c─▒
- weary b─▒kk─▒n; yorgun
- weather hava
- weaver dokumac─▒
- web şebeke
- wed çarşamba
- wedding düğün
- wedding evlenme
- wedge kama; takoz
- weekly haftal─▒k
- weight a─ƒ─▒rl─▒k; ├╢nem
- weighty a─ƒ─▒r
- weird garip; acayip
- well g├╝zel; iyi
- well kaynak; pınar; çeşme
- welter karışıklık
- wench orospu; k─▒z
- west bat─▒
- western bat─▒
- wet yaş; ıslak
- whale balina
- what ne
- wheat bu─ƒday
- wheat bu─ƒday; bulgur
- wheel bisiklet
- wheel tekerlek; çark
- wheeze şaka
- where nerede
- which hangi; hangisi
- while m├╝ddet; s├╝re
- whilst gibi
- whim kapris
- whip kamçı
- whirlpool burgaç; girdap
- whisper f─▒s─▒ldamak
- whistle ─▒sl─▒k
- white boş
- whole sa─ƒlam
- whole b├╝t├╝n; tam; t├╝m
- whole b├╝t├╝n; b├╝sb├╝t├╝n
- wholly b├╝sb├╝t├╝n
- whore fahişe; orospu; pasaklı kadın
- why neden
- wicked k├╢t├╝
- wide geniş
- widen genişletmek
- widow dul kad─▒n
- width en; genişlik
- wife eş; hanım
- will irade; istek
- willow söğüt; otlak plant
- wind osuruk
- wind yel
- wind sarmak
- window pencere
- wing kanat
- wink an
- winter kış
- wipe silmek
- wire telgraf
- wire tel
- wireless telsiz
- wisdom ak─▒l; bilgelik
- wisdom bilgelik
- wise ak─▒ll─▒
- wish dilek; istek
- wish dilemek; istemek
- witch b├╝y├╝c├╝ kad─▒n; cad─▒
- witchcraft b├╝y├╝; b├╝y├╝c├╝l├╝k
- withdraw ortadan kaldırmak; uzaklaştırmak
- withdrawal ayr─▒lma
- within içinde; içeride
- without -meden; -meksizin; -s─▒z
- witness tan─▒k
- wizard b├╝y├╝c├╝; sihirbaz
- wizard usta
- woeful perişan; sefil
- wolf kurt animal
- woman kar─▒
- womb rahim
- wonder hayret; şaşkınlık
- wonder harika; mucize; tans─▒k
- wood kereste; odun; tahta
- wood kereste; odun; tahta; orman
- wooden tahta
- woodpecker ağaçkakan animal
- woody ağaçlık; ormanlık
- wool y├╝n
- word görüşme
- word kelime; laf; s├╢z; s├╢zc├╝k
- word parola
- word haber
- words kavga
- work görev; iş; çalışma
- work görev; iş; çalışma; çalışmak
- worker işçi
- worker emekçi; proleter
- world d├╝nya; yery├╝z├╝
- world evren
- world insanl─▒k
- worldwide evrensel
- worm kurt; solucan; askarit animal
- worry endişe; kaygı; tasa; üzüntü
- worsen kötüleşmek; kötüleştirmek
- worth de─ƒer
- worthless de─ƒersiz
- worthy ulu
- wrangle kavga
- wrath hiddet; ├╢fke
- wreath çelenk
- wreck gemi enkaz─▒
- wreck kaza
- wreckage enkaz; y─▒k─▒nt─▒
- wretched perişan; sefil
- wretched mutsuz; zavall─▒
- wretched az; yoksul
- wrinkle buruşuk; karık
- writer yazar
- wrong yanlış; hatalı
- wrong yalan
- yacht yat
- yard avlu
- yarn iplik; tire
- year sene
- yearly y─▒ll─▒k
- yeast maya
- yell hayk─▒rmak
- yell ses; haykırış; çığlık
- yes evet
- yesterday d├╝n
- yet yine de
- yield ├╝r├╝n
- yield ürün; kazanç
- you sen
- young gençlik
- young genç
- youngster çocuk
- youth gençlik
- youthful genç
- zeal heves
- zealous h─▒rsl─▒
- zephyr esinti; meltem
- zero s─▒f─▒r
- zinc çinko; tutya
- zip s─▒f─▒r
- zone bölge; kuşak
-